| |
Daha iyisini yapamayacak!
Her seferinde daha iyisini yapamaz diyorum ve her seferinde de yanılıyorum. Yanılmış olmaktan da alabildiğine mutluluk duyuyorum. Cem Yılmaz ve en son başyapıtı Doritos reklamından söz ediyorum. İzlediyseniz ortak bir paydamız var demektir. Ama izlemediyseniz çökün televizyonun başına ve bekleyin. Öyle zırt pırt çıkmıyor. Bekleyin, sabırlı olun; karşılığını fazlasıyla alacaksınız. Geçen gece saatlerce zap yaptım, karşılaşırım umuduyla. Neyse ki yakalamayı başardım. Bu arada herhangi bir programı izlerken sürekli reklam kuşağına saplanır ve bayarsınız, ama reklam izlemek istediğinizde -bu hayatta çok sık rastlanan bir istek türü olmamıştır- neden sürekli program olur sorusunun cevabını bulmuş değilim... Neyse, tek cümleyle özetlemek gerekirse "ben böyle şey görmedim!" Tek cümle kesmedi, son bir cümle daha istiyorum: "Bir reklama bu kadar güldüğümü ve hatta gülmekten yarıldığımı hatırlamıyorum." Anlatılacak gibi değil. İzlemeniz şart. Bana da ilk söylediklerinde "anlat" demiştim ama "izlemen gerek, anlatılamaz" demişlerdi. Lafın altına imzamı atıyorum ve anlatılmaz, yaşanır geyiğine baş vuruyorum üzülerek. Sadece Cem'in İngilizce bir şarkı söylediği tüyosunu almıştım. İngilizce sözlü hafif batı müziği modern çağda daha iyi yapılamadı, söylenemedi. Buna John Lennon da dahil. You can easily realize... Gülse Birsel'in GAG'ı vardı hani. Komik reklamları izlerdik ve çok eğlenceliydi de.. Şöyle söyleyeyim, o reklamlar bunun yanında Victor Hugo'nun Sefiller'i gibi durur . Ve iddia ediyorum Cem Yılmaz bundan daha iyisini yapamayacak. Son nokta konmuştur... Ha, markanın önüne geçiyor, geri dönüşümü ne olur tarzı teknik ayrıntılar umurumda değil. Bu tüketici bu reklamdan fazlasıyla memnun. Peki ürüne dadanır mı? Bilinmez, kafası karışık çünkü. Yeni yılla birlikte üç mevzu daha ilgimi çekti. Birincisi Mustafa Denizli'nin İran'ın Pas takımıyla anlaşmış olması. Bu durumda İran Premier Ligi karşılaşmalarını canlı izleyebilecek ve tabii ki oradaki maçlar üzerine bahis atabilecek miyiz? İkincisi, Serdar Turgut'un ateistlikten milliyetçi muhafazakâr ortama kaydını aldırmış olması. Bu durumda, önümüzdeki dönemde bir yıl diyelim meselaSerdar Turgut'un Budist olma ihtimaline bahisçiler ne verir? Filmin adını hatırlamıyorum, bir savaş filmiydi ve güzel bir cümle yakalamıştım: "Siperde ateist bulamazsın" demişti çavuş korkudan titreyen askerine. Üçüncüsü de, Rahşan Ecevit'in "din elden gidiyor ey ahali" demeci. Hacca gider mi diye bahis açmak istemiyorum ama 2005'e bir garip başlamadık mı?
|