| |
|
|
Ankara Cezaevi'nde 'Uzan soruları'
Cezaevi karavanasından çorbaya daha yeni kaşık sallamaya başlamıştık ki... Önümüze çiğ köfte geldi. Sonra "hindi." Derken "künefe." Bu sırada "piyanist şantör", cezaevi personelinden Hüseyin Coşkun "inleyen nağmeler ruhumu sardı" şarkısını bitirdi. Şarkı biter bitmez, sessizlikten yararlanıp, Adalet Bakanı Cemil Çiçek'e sorduk: - Uzanlar nerede?.. Baba Uzan, oğul Uzan... Varsa, aranan başka Uzan? Cemil bey tam cevap verecekti ki... Piyanist şantörümüzün sesi yükseldi: "Kimseye etmem şikayet, ağlarım ben halime."
MALATYA, MALATYA Şarkı bitti, Cemil Çiçek başladı. - Uzanlar hala aranıyor... Tabii, imkanları fazla olunca, bulmak da güçleşiyor... Ama her şeyin bir sonu olduğunu da kimse unutmasın. Bakan bey, konuşmaya devam edecekti ki... Piyanist Hüseyin sordu: - Sayın Bakanım, ne emredersiniz? Cemil bey "rica" diyerek yanıt verdi: - Malatya, Malatya bulunmaz eşin. Belli ki zamanında Turgut Özal'la birlikte bu şarkıyı çok söylemişler. "Malatya, Malatya" yı dinlerken, Bakan'ın kulağına eğildik: - ANAP ne olur? - Bir şey dersem yaralayıcı olur.
MİHRİBAN Sıradaki şarkı: "Eşarbını yan bağlama, ben söyleyim sen ağlama." Sonra AKP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz'un ricası: "Mihriban." Şarkıya Kapusuz da eşlik etti. Meğer Salih beyin sesi oldukça güzelmiş. Yine Salih Kapusuz'un "eşlik ettiği" bir başka parça: "Erkilet güzeli bağlar bozuyor."
YOZGAT SÜRMELİSİ - Sayın Çiçek... Uzanlar'da kalmıştık. - Yurtdışında kaçak insanın barınması zordur... Barınabilmek için, oranın mafyasına haraç verecek... Oradakilere haraç vereceğine gel burada devlete taksit öde. - Çiçek konuşuyor, biz not alıyorduk. Ama yine sohbetimiz kesildi. Zira... Piyanist bir "Yozgat sürmelisine" başlamıştı. "Yozgatlı Cemil Çiçek'in çok sevdiği" bir sürmeliye: "Dersini almış da ediyor ezber."
MUZ GİBİ - Evet sayın Çiçek... Uzanlar? - Kaçak adamı muz soyar gibi soyarlar... Ama devlet sonunda bulur, getirir... Dünyanın hangi ucunda olursa olsun, yakalanır, getirilir... Dirisi de getirilir, ölüsü de getirilir... Adaletten kaçmak yok... Bugüne kadar kim kaçabilmiş ki?.. Sadece biraz zaman alır, o kadar.
BURASI MUŞ'TUR Sıradaki şarkı: "Elbet bir gün buluşacağız... Bu böyle yarım kalmayacak." Ardından: "Burası Muş'tur." İşte bu şarkıya "eşlik eden pek çok." Hemen yanımızda oturan Muş Milletvekili Sabahattin Yıldız'ın bu şarkıyı "hakkını vererek ve çok duygulanarak" söylediğini belirtmeliyiz.
KESİN KARAR - Cemil bey, Cem Uzan'la konuşuyor musunuz? - İlk başlarda iki defa konuştum... Hiç yalnız konuşmadım... Yanımızda mutlaka arkadaşlarım vardı. - Ne dediniz? - Dedim ki... Kimsenin içeri girmesini arzulamayız... Ama bir konuda kesin kararlıyız... Devletten giden, devlete geri dönsün... Devletin zararı ödensin.
HUMA KUŞU "Urfa'nın etrafı dumanlı dağlar..." "Huma kuşu..." Bu sırada "40 yıl hatırı olur" diye cezaevi mutfağından "birer acılı kahve." Piyanist şantöre "sen de biraz dinlen" dedik tabii. Sohbet ise sürdü, gitti. - Cemil bey, Cem Uzan'dan bahsediyorduk. - Cem Uzan yeri gelince bu ilişkilerin bir tarafı oluyor, yeri gelince de hiçbir ilgisi yokmuş gibi davranıyor... Artık işi benimle değil... Gitsin, TMSF ile anlaşsın.
|