Eurokratların bakanlığı
TBMM Genel Kurulu'nda Maliye Bakanlığı bütçesi üzerindeki görüşmeler devam ederken, kulis ve restorandaki konu Avrupa Birliği üzerine yoğunlaşmıştı. Tartışma, AB Zirvesi sonucundan çok, sonrasında ne yapılacağına odaklıydı. Özellikle de AB müzakere sürecinde çalışmaları yürütecek idari yapılanmanın nasıl olması gerektiği üzerinde fikir alışverişi yapılıyordu. Türkçe'de artık sıklıkla kullanılacağı bugünden görülen, içinde sivil toplum örgütlerinden gelenler, bürokrat, diplomatların da yer alacağı "Eurokratların" hangi idari yapı içinde görev alacağına formül aranıyordu. TBMM kulisindeki konuşmalardan yola çıkarak şu söylenebilir ki; Müzakere Heyeti Başkanı Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül olacak. Onun hemen altında siyasi kişiliği olan bir Baş Müzakereci görev üstlenecek. Baş Müzakereci'ye, Avrupa Birliği Genel Sekreterliği ve Dışişleri Bakanlığı sekreterya hizmeti verecek. Bunun altında da, içinde sivil toplum örgütlerinden, kamu kurumlarından, üniversite ve sendikalardan gelen Müzakere Hazırlık Komiteleri görev alacak. Taslak idari yapılanma bu şekilde tanımlansa da buna sıcak bakmayanlar da var. Bunlardan biri TBMM AB Uyum Komisyonu Başkanı Yaşar Yakış ... Bakanlık yapılanması Yakış'a göre Türkiye öncelikle idari yapılanmasını tümden değiştirmek zorunda. Eski bir büyükelçi olan Yakış'ın önerisinin nedeni Türkiye'deki devlet bakanlarının yurtdışındaki eş görevlisinin "sekreter" niteliğinde olması. Yakış, İçişleri, Bayındırlık, Milli Eğitim gibi AB İşlerinden sorumlu bir bakanlığın kurulmasının daha yararlı olacağını belirtip ekledi: "Müzakereler tamamlandığında iş bitmeyecek. AB'ye tam üye olduğumuzda Avrupa İşlerinden sorumlu bir bakanlığa ihtiyacımız var. Onun altyapısının bugünden kurulması gerekir." Baş müzakerecinin kim olacağına ilişkin de Yakış'ın görüşü şöyle: "Eğer bir ülkede koalisyon hükümetleri hakim ise baş müzakereci olarak dışarıdan etkin bir ismin getirilmesinde fayda görülüyor. İstikrarlı hükümetlerde ise bir siyasinin olması tercih nedeni. 2012'ye kadar partimizin iktidarı devam edeceğine göre bir siyasi olmalı." Dışişleri Komisyonu Başkanı Mehmet Dülger'in görüşü partidaşı Yakış ile paralel olmakla birlikte farklılık gösteriyor. Dülger, Başbakan Yardımcısı'nın başkanlığında idari yapılanma oluşması görüşüne katılıyor.
Derviş: Dışişleri üstlenmeli Ancak, bu kişinin aynı zamanda Dışişleri Bakanı şapkası taşımasına Dülger karşı. "Başbakan Yardımcısı sadece AB işlerinden sorumlu olmalı. Bütün işi AB olmalı..." görüşünde. Kuliste sohbet ettiğimiz CHP milletvekili Kemal Derviş'e göre; yetişmiş kadroları bulunan Dışişleri Bakanlığı müzakerelerde başat rol üstlenmeli... İdari yapılanma ve müzakere Dışişleri kontrolünde götürülmeli. Derviş'in bu görüşünün nedeni ise "Yeni bir yapılanma ve yetişmiş kadro oluşturulmasının Türkiye'de bu aşamada çok zor olmasından" kaynaklanıyor.
Diğer ülkelerde durum Henüz bir karar verilmemiş olmasına rağmen, müzakere heyeti başkanının ve baş müzakerecinin kim olacağı konusunda herkesin farklı bir idari yapılanma modeli var. Buna neden AB ülkelerinde de bu işlerin farklı yapılanma ile yürütülmüş olmasından kaynaklanıyor. Örneğin, Çek Cumhuriyeti, AB Entegrasyon Konseyi Başkanı şemsiyesi altında oluşturduğu bir bakan ile müzakere sürecini yürütürken, Macaristan Dışişleri Bakanı'nı heyet başkanı olarak atamış. Estonya da Macaristan'a benzer bir yapılanma içine girerken, Polonya AB İşlerinden Sorumlu Bakan ile yoluna devam etmiş. Taslak şemalar ortaya çıkarken, öyle görülüyor ki idari şema tartışması kabinede yapılacak değişiklikle birlikte ortaya çıkacak modelle son bulacak.
|