"Sosyal devlet, vatandaşına emekli olurken de destek olacak" "Devlet kerhen değil gönüllü olarak yüzde 10'luk prim ödeyecek".
Türkiye'de bir sosyal güvenlik reformunun kaçınılmaz olduğundan hareketle hazırlanan üç tasarıyı 'tartışmaya' açan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, özellikle emeklilikte yapılan düzenlemelerin, halen çalışmakta olanları etkilemeyeceğinin altını çiziyor. Yani bugün itibariyle ister SSK, ister Bağ-Kur ya da Emekli Sandığı'nda olsun kişinin emekliliği için yaş sınırı neyse, ya da ne kadar prim ödemesi gerekiyorsa o değişmiyor. Yapılacak düzenlemeler tamamen geleceğe yönelik.
HAZİNE İKNA EDİLDİ 2036 yılına kadar yeni tasarıda da yaş sınırının yükseltilmeyeceğini anlatan Başesgioğlu, "O tarihten sonra yeniden bir kademeli geçiş olacak. Bir sosyal güvenlik reformu yaparken üç nesli bir arada düşünmek zorundasınız. Türkiye sonsuza kadar genç bir ülke olarak kalacak değil. Gerekli düzenlemeleri şimdiden yapmak zorundayız" diyor. 2005 yılı bütçesinden sosyal güvenlik için ayrılan 22.5katrilyon liranın adil dağıtılmadığına da işaret eden Başesgioğlu, yeni döneme yönelik bir müjde de veriyor. "Sosyal devlet mutlaka sorumluluklarını yerine getirmek zorunda. Nasıl eğitim ya da diğer sektörlerde devletin katkısı oluyorsa, sosyal güvenlik sistemine de devletin katkısı olmalı. Örneğin Almanya'da federal hükümet bu amaçla 77 milyar Euro kaynak transfer etmiştir. Dünyanın hiçbir yerinde sosyal güvenlik sistemi sadece primle dönmez" diyen Başesgioğlu, uzun süren görüşmelerden sonra devletin emeklilik sisteminde kerhen değil gönüllü olarak yer alması yönünde karar alındığına işaret ediyor. Başesgioğlu, "Hazine sosyal güvenlik kuruluşlarının açıklarını kapatmada yardımcı oluyor. Gelin bunu daha ileriye götürelim, işçi ve işverinin yanında devlet de tanımlanmış bir katkı versin. Vatandaşa dönüp 'ben devlet olarak bu sisteme yüzde 10 katkı veriyorum' desin. Bugünekadar bu olay, benimsenmeyen bir konuydu. Ama Hazine ile görüştüğümüzde bunu prensip olarak kabul ettiler. Sosyal güvenlik reformuna bunu da dahil edeceğiz" değerlendirmesinde bulunuyor.
EK MALİYET GETİRECEK Mİ? Peki bu ek bir maliyet getirecek mi? Başesgioğlu'nun buna verdiği yanıt, "Şu anda bütçeden aktarılan kaynağın yüzde 50'si kadar" şeklinde. Ama devlet ben yüzde 10'luk payı karşıladım diyerek tamamen devreden de çekilmeyecek. Açık devam ettiği sürece kaynak aktarımı da sürecek. Ancak gündemde olan tasarıda amaç bu rakamı aşağıya çekmek. Bu da kısa vadede olacak bir şey değil. 25-30 yılda sosyal güvenlik sisteminin gayri safi milli hasıladan aldığı yüzde 4.5'lik payı yüzde 1'lere çekmeyi hedeflediklerini kaydeden Başesgioğlu, "Daha kısa vade gerçekçi olmaz" diyerek kısa vadeli çözümlerin mümkün olmayacağının altını çiziyor.
katrilyon liranın adil dağıtılmadığına da işaret eden Başesgioğlu, yeni döneme yönelik bir müjde de veriyor. "Sosyal devlet mutlaka sorumluluklarını yerine getirmek zorunda. Nasıl eğitim ya da diğer sektörlerde devletin katkısı oluyorsa, sosyal güvenlik sistemine de devletin katkısı olmalı. Örneğin Almanya'da federal hükümet bu amaçla 77 milyar Euro kaynak transfer etmiştir. Dünyanın hiçbir yerinde sosyal güvenlik sistemi sadece primle dönmez" diyen Başesgioğlu, uzun süren görüşmelerden sonra devletin emeklilik sisteminde kerhen değil gönüllü olarak yer alması yönünde karar alındığına işaret ediyor. Başesgioğlu, "Hazine sosyal güvenlik kuruluşlarının açıklarını kapatmada yardımcı oluyor. Gelin bunu daha ileriye götürelim, işçi ve işverinin yanında devlet de tanımlanmış bir katkı versin. Vatandaşa dönüp 'ben devlet olarak bu sisteme yüzde 10 katkı veriyorum' desin. Bugüne
kadar bu olay, benimsenmeyen bir konuydu. Ama Hazine ile görüştüğümüzde bunu prensip olarak kabul ettiler. Sosyal güvenlik reformuna bunu da dahil edeceğiz" değerlendirmesinde bulunuyor.
