|
|
|
|
|
Gelecek nesiller şanslı
|
|
Hiç tartışılmaz bir gerçek şu. Hiç bir ulus, hiç bir aile, hiç bir şahıs, siyasi ya da mali gücü ile saygın olamıyor. Ya da şöyle söyleyelim, tam olsun: "Saygın kalamıyor." Yarattığı kültür iziyle saygınlık kazanıyor. Bizler uyum yeteneği yüksek insanlarız. Karar verdiğimiz, arzu duyduğumuz alanlarda her yaş ve sosyal sınıftan eğitimli eğitimsiz her yurttaşımızın uyumda ne denli başarılı olabileceğini gördük, biliyoruz. Cumhuriyet Dönemi'nin ulusal ölçekteki, açık ara en büyük desteğe sahip projesinde zeminin bu uyum yeteneği için önemli avantaj olduğu da malum. Gelelim konumuza. Yani popüler kültürün en can alıcı sahası olan yeme-içme kültürüne. Elbette bu alanda da çok önemli değişiklikler olacak. Öncelikle standartlar tekrar yazılacak. Özellikle gıda sanayindeki üretim AB standartlarında kontrol edilmeye başlanacak. İşte o gün emin olunuz ki yediğimiz içtiğimizle ilgili sıhhat soruları azalmış olacak. Oysa şimdiye kadarki hal ve gidiş malum. "O çaydan bize bir şey olmaz!" hatırlardadır. AB insan yaşamına, bireye duyduğu saygıyı, hem resmi hem de özel sektörde yerleştirecektir. Şimdiye kadar olanlar oldu. Gelecek nesillerin "daha temiz" bir ortamda olacakları da kuşkusuzdur.
|
|
|
|
|
|
|
|
|