|
|
|
|
|
|
Yunan sosyolog Türk azınlığı yazdı
Ünlü Yunan sosyolog Mina Maheropoulou, Batı Trakyalı altı Türk genciyle konuşarak azınlıkların sorunları hakkında bir kitap hazırladı. Henüz başka dillere çevrilmeyen kitap, Yunanistan tarihinde bir ilk.
Yunanistan'ın en tanınmış sosyologlarından, 20 yıllık gazeteci Mina Maheropoulou, Batı Trakya'da yaşayan Türkler hakkında yazdığı kitapla konuşuluyor. Yunanistan'ın en büyük üç yayınevinden biri olan Kastoniotis tarafından iki ay önce yayınlanan "Aynanın Karşısında" adlı kitap, henüz Türkçe'ye çevrilmedi. "Aynanın Karşısında" Mina Maheropoulou'nun da ilk kitabı. Bu ismi koymasının sebebini, Batı Trakyalı gençlerin sorunlarını bu kitap sayesinde bir kez daha keşfetmiş olmaları olarak açıklıyor. Kitapta bulunan toplu fotoğraf da tren istasyonunun önünde çekilmiş. Burada tren istasyonu, seyahat etmeyi çağrıştırıyor. Yazar, "Belki bu röportajlarla herkes kendi içine seyahat etti" diyor.
BÖYLE BİR KİTAP GEREKLİYDİ Bu bölgede yaşayan altı Türk genciyle konuşarak bu kitabı hazırlayan Maheropoulou, azınlıkların yaşadıkları sorunlara dikkat çekiyor. Amacını ise kitabın önsözünde şöyle açıklıyor: "Kimse benden bu röportajları yapmamı istemedi. Ben bunu gerekli olduğu için yaptım. Batı Trakya'da iki farklı toplumun yaşadığını hepimiz biliyoruz. Ama gerçek anlamda nasıl yaşanması gerektiğini kimse bilmiyor." Maheropoulou görüşmelerinde, bu altı gençle ailelerini, dinlerini, eğitim sorunlarını, jenerasyonlar arasındaki farklılıkları, gelecek hakkındaki düşüncelerini, gündelik hayatlarını ve tabii ki çok kültürlü bir toplumda yaşamanın nasıl bir şey olduğunu tartışmış. Maheropoulou'nun deyimiyle bu görüşmeleri kabul ederek "zincirlerini kıran" altı gencin her biri Batı Trakyalı ve yaşadıkları çevrenin sorunlarını yüksek sesle dile getirmekten çekinmiyor. Ankara'da Beden Eğitimi bölümünü bitiren Sami Karabıyıkoğlu (34), Batı Trakya'ya döndükten sonra Yunan Devlet Radyosu ERA'da Türkçe program yapmaya başlamış. Eğitimini İzmir'de tamamlayan Halil Mustafa (27) avukat olsa da Batı Trakya'da sanatçı kimliği ile öne çıkıyor. Bağlama, keman ve ud çalıyor. Geçtiğimiz yıl Odeon'da Yorgo Dalaras'la şarkı söyledi. Bir zamanlar musluk tamirciliği yapan Cevdet İbrahim (34), bir anda her şeyi bırakıp fotoğraf makinesiyle Avrupa'yı dolaşmış. Daha sonra dönüp Gümülcine'nin meydanına açtığı "Oniria" adlı kafeyi işletmiş. Ancak kafesi Yunanlılar tarafından yakılmış. Yunan medyasında çalışan Dilek Habib (36), AB Bölgeler Komisyonu'nda görev almış. Şimdi Rodop-Evros illerinden sorumlu valinin danışmanı. Yine Boğaziçi mezunu olan Dildar Mehmet (35), Gümülcine'de İngilizce öğretmenliği yapıyor. İlkem İbrahimoğlu (27) da Boğaziçili ve diğerlerinden farklı olarak İstanbul'da yaşıyor. Mina Maheropoulou'nun bu altı gence sorduğu sorular çoğunlukla yaşadıkları problemler üzerine kurulu. "En büyük sorununuz nedir?" sorusuna verilen ilk cevap ise eğitim konusunda odaklanıyor. Çünkü azınlıkların okudukları okullarda verilen eğitim iki dilde yapılıyor ve çok yetersiz. Çocuklar ne Türkçe'yi ne de Yunanca'yı doğru bir şekilde konuşabiliyor. Gençlerin dikkat çektikleri bir diğer konu ise Yunan devletinin onları "Türk" olarak değil de, "Müslüman" olarak tanımlıyor olması. Sami Karabıyıkoğlu bu konudaki sorunlarını şöyle anlatıyor: "1980'lere kadar 'Türk' kelimesini kullanmakta herhangi bir sorun yoktu. Türk okulları bu tarihten sonra Müslüman okulu oldu. Bir günde Müslüman olarak anılır olduk. Acaba 20 yıl sonra yeni bir politika geliştiğinde bu sefer ne olacağız?" Bir diğer sorun da nesiller arasındaki uyumsuzluk. Yeni kuşaklarla eskiler arasında büyük bir uçurum olduğunu dile getiren İlkem İbrahimoğlu, "Bir Yunan'la evlenmeyi düşünür müsünüz?" sorusuna verdiği cevabın annesini kızdırdığını söylüyor. Ayrıca Batı Trakya'daki Türkler'in gettolaşmış bir toplum yapısı içinde yaşıyor. Öyle ki Türkler'in gittiği kafelerle, Rumlar'ın gittiği kafeler birbirinden farklı. Yine de Maheropoulou Batı Trakya'yı feracenin modern Batı kıyafetiyle buluştuğu, papazla imamın bir arada yaşadığı, çan sesleriyle ezan sesinin bir arada duyulduğu eşsiz bir yer olarak tanımlıyor. Bunun en güzel kanıtı da Halil Mustafa'nın üyesi olduğu "Balkanatolia" isimli müzik grubu. Üç Yunan, dört Türk'ten oluşan bu grup, 1997 yılında kurulmuş. 3 şarkılık bir CD'leri var. Bu albümle ilk defa Yunanca ve Türkçe şarkılar bir arada söylenmiş. Maheropoulou, kitabıyla çok fazla tepki çektiğini düşünmüyor. Ünlü sosyolog ayrıca Türkler'in yoğun olarak yaşadığı bir mahallede yaşıyor. Bunun sebebini de şöyle açıklıyor: "Gümülcine'de Müslümanlar ve Hıristiyanlar farklı alanlarda yaşar. Apartmanları sevmediğim için kendime bir çiftlik evi arıyordum. Sonunda bir kasabının içinde yer alan evimi buldum. Burada yaşayanların çoğunluğu da Müslüman." Her şeyin ötesinde bir sosyolog ve gazeteci olduğunu söyleyen Maheropoulou, Gümülcine'de yaşadığı için de azınlık sorunlarına karşı daha duyarlı olduğunu dile getiriyor.
Ece Koçal
|
|
|
|
|
|
|
|
|