17 yıllık kıdeme, 1 trilyon liralık tazminat az mı?
Brüksel gezisi araya girdi. Gazetecilerin iş yaşamını düzenleyen 212sayılıyasa üzerine yaptığım yoruma gelen tepkileri size aktaramadım. 1960 yılında yasalaşan ve o günden bu yana hiçbir gazetecinin kullanmadığı bir maddeyi gündeme getirmiştim. Eğer gazeteciye yaptığı fazla mesai ücreti verilmez ise, işveren, verilmeyen mesai ücretine her gün için yüzde 5 (yıllık yüzde 1835) ceza faizi ödemeye mahkum ediliyor. Yazımda bu maddeye dayanarak bazı gazeteci arkadaşların SABAH dahil, çalıştıkları işyerlerinden trilyon liranın üzerinde tazminat talep etmelerini eleştirmiştim. Bu talepler yüzünden işverenlerin aldığı sıkı önlemlerin çalışma koşullarımızı ağırlaştırdığını vurgulamıştım. İsmini deşifre etmeyeceğim. Konunun muhataplarından olan meslektaşım yazı yollamış. Diyor ki: "Bütün yasaları olduğu gibi bu yasaları da art niyetle kullanmak isteyenler çıkabilir. Bunun için yargı kendi içinde bir refleks geliştirmiş vaziyette. Ortaya çıkan fazla çalışmaların süresinden yüzde 30, miktardan ise yüzde 90 indirim yapmaktadır. Sizin de garipsediğiniz o yüzde 5 günlük, binde 5'in bile altına düşmektedir. Cezai yaptırımların, yasalara uymayanlar için geçerli olduğunu da bir kez daha hatırlatmamda yarar var. Niye şimdi fazla mesai adı altında paralar ödeniyor? Biz bunlardan farklı bir şeyler mi istedik? Trilyonlukalacağıçıkanarkadaşımızın17yılınınbukurumdageçtiğiniunutmayın.Hangitrilyonbirinsana17yılınıgeriverebilir." (Meslektaşımın yazısı daha uzundu. Ancak pek çoğu, işyerimizde geçen hak verdiğim ama düzeltilmesi mümkün bazı yönetimsel hataları içeriyordu. Bunları sizinle paylaşmam gereksiz olacaktı.) 17 yıl karşılığı 1 trilyon. Bu ülkede genelkurmay başkanı 30 yıllık çalışması karşılığında yaklaşık 70 milyar lira kıdem alırken, bir gazetecinin 1 trilyon lirayı kendisine hak görebilmesi tuhaf. Üstelik 17 yıllık (aynı işyerinde) çalışması olan bir gazeteci (örneğin 5 milyar brüt maaşlı) zaten 100 milyar liraya yakın kıdem ve ihbar tazminatı kazanıyor. 1 trilyon lira neyin parası? Söyleyeyim: istenenparanınyüzde99.9'uverilmediğiilerisürülenmesaiücretlerineişletilenfaizlerdenkaynaklanıyor. Ortada öyle bir yasa maddesi var ki, çalışırken fazla mesai talebinde bulunmak karlı bir iş değil! Bu maddeyi işten atıldıktan veya ayrıldıktan sonra gündeme getirmek cazip hale geldi. İşverenlerdehaklıolarakesnekçalışmasaatlerinesahipgazetecilerefabrikaişçisigibikartbastırıyor. Mesele bu kadar basit. 212'nin tartışılması gereken bir başka maddesi de 5 yıl çalışmadan kıdem tazminatına hak kazanılmaması. İşe yeni başlayan gazeteci farzedin 4'üncü yılında işten çıkarıldı. Tek kuruş kıdem tazminatı alamıyor. Bu hak mı? 4857 sayılı iş kanuna göre çalışanlar ise (işçi, sekreter v.s) 1 yılını doldurduğunda tazminata hak kazanıyor. Bu çarpıklığı dile getiren ise yok...