|
|
Büyüme ve kredibilite ikilemi
Avrupa ekonomilerinde sorun sadece bu değildir. Enflasyon da hedeflenen yüzde 2 oranının üzerindedir . Kasım'da yıllık fiyat artışı yüzde 2.2 dir. Petrol fiyatlarındaki anormal artışlara bağlanan bu aşımın yanında, çalışanların ücret talepleri eğilimi yukarıya doğrudur. Sistemde likidite fazladır. 2001 yılındaki 11 Eylül tedirginliği sonrası hisse senetlerinden çözülen paraların önemli bir kısmı hala likit olarak muhafaza edilmektedir. Sonuçta bu faktörler enflasyonist baskıları arttırmaktadır . Bu tablo içinde, para politikasını yumuşatarak, Avrupa ekonomisini canlandırmak oldukça güçtür . Her ne kadar, düşük faiz oranları yatırımlarda ve özel tüketimde kıpırdanmalar ortaya çıkarsa da, ihracatın negatif katkısı büyümeyi frenlemektedir. Bütçe açığının yüzde 3'ü geçememesi kuralı ise, büyümeyi maliye politikası kullanarak canlandırmayı kısıtlamaktadır. Çıpa olarak kabul edilen yüzde 3'lük bütçe açığının aşılması yoluyla büyümeyi arttırmak ve bunun sonucu oluşacak kredi kaybı Avrupa Ekonomisini ikileme sürüklemektedir . Başta Almanya olmak üzere yüzde 3'lük oranı aşma taraftarı ülkeler ağır basıp "kredibilite önemlidir ama, politik açıdan, büyüme daha da önemlidir" şeklinde bir karar alırlarsa Avrupa'nın işi zorlaşacaktır. Türkiye, Avrupa'nın ikinci büyük ülkesi olarak bu konularda da kafa yorması lazımdır.
|