Son bir yılda enflasyon yüzde 9.8 artarken, kiralar ortalama yüzde 20 yükselince, kiracılar için düşük enflasyonla yaşamak hayal oldu. 3.3 milyon ailenin aylık geliri içinde kiranın payı yüzde 30'a çıktı.
Türkiye'nin enflasyonu düşürme sürecinde önündeki en büyük engel olan kira artışları, 3.3 milyon aile mağdur ediyor. Dayanıklı tüketim malı, gıda maddeleri gibi pek çok üründe fiyat artışları hız keserken, 3.3 milyon kişi, kira artışlarının enflasyonun üzerinde seyretmesi nedeniyle bir türlü enflasyonun düştüğünü hissedemiyor. Başbakanlık Konut Müsteşarlığı'nın 2000-2010 yılı konut ihtiyacı ve konut sahipliği araştırması verilerine göre, Türkiye genelinde il ve ilçe merkezleri toplamına bakıldığında 6.2 milyon aile evsahibi (yüzde 60), 3.3. milyon aile kiracı (yüzde 31), lojmanda oturanların sayısı 228 bin (yüzde 2), evsahibi olmayan ancak kira ödemeyen ailelerin sayısı 568 bin (yüzde 3). Türkiye'nin nüfus artış hızına bakıldığında ise her yıl 600 bin yeni konuta ihtiyaç var. Konut ihtiyacına rağmen üretim düşük seviyede kalınca, son iki yılda mevcut konutların değeri olağanüstü arttı.
3 MİLYON KİŞİ KİRACI Araştırmaya göre, sayıları 3 milyonu bulan kiracıaileler çoğunlukla büyük il merkezlerinde yaşıyor. Verilere göre İstanbul'da oturanların yüzde 35'i, Ankaralılar'ın yüzde 33'ü ve İzmirliler'in yüzde 31'i kiracı. Araştırmaya göre gelir durumları açısından kiracıların durumlarına bakıldığında ise hane halklarının gelirlerinin 3'te birini kiraya ayırdığı ortaya çıkıyor. Öte yandan ev sahipleri açısından da en önemli sorun şu anda üretilen konutların piyasa değerleri ile kira değerleri arasındaki büyük farklılık olması. Bu nedenle evsahibi konuta yaptığı yatırım karşısında, çok düşük kira almamak için zam yapıyor.
YILDA 600 BİN KONUT LAZIM Türkiye, genelinde toplam 14 milyon konut var. Nüfus artış oranı dikkate alındığında ise her yıl 600 bin yeni konuta ihtiyaç bulunuyor. Üstelik 14 milyon konutun sadece 8.3 milyonu inşaat ruhsatına sahip, bunların da 4.5 milyonunun yapı kullanma izni var. Yani Türkiye'deki konut stokunun yüzde 38'i denetimsiz binalardan oluşuyor. İstanbul'da ise yıllık 150 bin konut ihtiyacına rağmen üretim 30 ile 50 bin arasında kalınca, son iki yılda mevcut konutların değeri olağanüstü arttı. Bu artış en çok kiracıları ya da yeni ev kiralayanları olumsuz etkilerken, son dönemde üretim hızla artmasına rağmen emlak fiyatları ve kiralar artmaya devam ediyor.