Türkiye İsrafı Önleme Vakfı (TİSVA) Başkanı ve AK Parti Diyarbakır Milletvekili Aziz Akgül, Türkiye'de en büyük israfın iç borç faizleri olduğunu söyledi..
Akgül, TBMM Eski Senato Salonu'nda, TİSVA ve Başkent Üniversitesi tarafından ortaklaşa düzenlenen ''İsrafı Önleme Sempozyumu''nun açılışında yaptığı konuşmada, israf alanlarını altın, gümüş, bronz ve düz alanlar olmak üzere 4 kategoriye ayırdıklarını belirtti. ENERJİNİN YÜZDE 35'İ İSRAF EDİLİYOR
Altın israf alanlarının en büyük israf alanı olduğunu kaydeden Akgül, iç borç faizlerinin altın israf alanı olduğunu ifade etti. Gümüş israf alanının sosyal güvenlik kurumlarının açıkları, bronz israf alanının kamudaki israflar, düz alanların da ev ve işyerlerinde yapılan israfları kapsadığını söyleyen Akgül, Türkiye'de enerjinin yüzde 35'inin israf edildiğini kaydetti.
Su ve ekmek israflarına da dikkati çeken Akgül, Türkiye'nin OECD ülkeleri arasında kaynaklarını en çok israf eden ülke olarak görüldüğünü; TBMM'de 101 milyon kilogram atık kağıt toplanmasıyla 1700 ağacın kurtarıldığını söyledi.
Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, israfın başlı başına bir problem olduğunu belirterek, israf edilen diğer alanların telafi edilebileceğine ancak, zaman israfının önlenmesinin güçlüğüne işaret etti.
Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, israfı özel sektörün değil, büyük ölçüde kamunun yaptığını söyledi. ATO Başkanı Aygün, TBMM Senato Salonu'nda gerçekleştirilen sempozyumda, kamunun ekonomi içindeki payının azaltılması, özel sektörün önünün açılması konusunda Türkiye'de değişen bir şey olmadığını ifade etti. Türkiye'deki israfın çok büyük ölçüde kamudan kaynaklandığını söyleyen Aygün, ''Özel sektör olarak israf yapmıyoruz'' dedi.
Aygün, ''İşyerlerimizde telefonu sıfıra kapattık. Şehirlerarası ve cep telefonlarını aramak ancak santral memurunun aracılığıyla oluyor; bu da büyük ölçüde gereksiz aramaları önlüyor. Genellikle aynı bölgelerde yaşan insanları işe alarak servis araçları bakımından tasarruf yaptık. Yiyecek ve ekmek israfını da hemen hemen sıfıra indirdik'' diye konuştu.
Bilkent Üniversitesi İşletme Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ümit Berkman, yolsuzluğu ''kamu kaynaklarının kötüye kullanımı'' olarak tanımlarken, israfın da aynı sonucu doğurduğunu söyledi. ''Yolsuzluk ve israf, bir madeni paranın 2 yüzü gibidir'' diyen Berkman, her ikisinin de içerdiği olumsuzlukların paralellik gösterdiğini ifade etti. Berkman her ikisinde de ''sorumsuzluk, bencillik, kişisel çıkarları toplumsal çıkarların önünde tutmak, hesap vermemek'' gibi unsurların bulunduğunu kaydetti. Berkman, özetle yolsuzluk ve israfın birbirini tetiklediğini ve beslediğini dile getirdi.
ODTÜ Ekonomi Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Hakan Ercan ise israfla mücadele konusunda dünyadan örnekler verdi; israfın önlenmesi için özellikle belli maliyetin üzerine çıkan yatırımların DPT tarafından incelemeye alınması ve fizibilite çalışması yapılmayan hiçbir yatırıma izin verilmemesi gerektiği görüşünü ifade etti.
Sempozyumun son konuşmacısı Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Tamer Müftüoğlu, israfın, savurganlığın en çok olduğu ülkelerin, ''ekonomisinde kamu ağırlığı bulunan ülkeler'' olduğunu ifade etti.