En zor günlerimizde dostlar yanımızdaydı
Houston'daki zorlu tedavim sırasında tanıştığımız doktor Eser Yüksel, Mehtap Hanım ve oğullarıyla kurduğumuz dostluk unutulacak gibi değil
Size bugün Houston'da tanıdığımız Türk dostlardan bahsetmek istiyorum. Onur Erol daha önce bahsettim mi bilmiyorum. Sönmez'in okul arkadaşı, hatta geçen yaz dördümüz altı kamaralı bir tekneye yayılarak harika bir Mavi Yolculuk yapmıştık. Tam iki hafta. Bir arkadaş teknemiz daha vardı. Orada onlarla da buluşarak çok eğlenceli, bol doğalı, bol yemekli harika bir tatildi. Houston'a gitmeden Onur ile Sevinç orada bir doktor arkadaşlarının telefonlarını verdiler. "Arayın çok şekerdirler. Senelerdir orada yaşıyorlar. Üstelik estetik cerrah dahi olsa doktor olarak pek çok yardımı olur, soracağınız herhangi bir sağlık konusunda'' dediler. Yine de tanımadığımız için telefon edemedik. Ama doktor Eser Yüksel, bizi birkaç gün içinde buldu. Hiçbir yere çıkmak istemeyen ben "Sıkılmışsınızdır haydi bize gidelim'' demesiyle onların evinde buldum kendimi. Bize çok yakın bir yerde iki katlı bahçe içinde çok sempatik bir ev. Eşi Mehtap Hanım hem çok tabii hem çok hoş bir kadın. Evi de hem çok şık hem de çok rahat edilecek şekilde döşemiş. Evin en büyük kısmı mutfak. Ayrıca yemek ve televizyon odası var ama isterseniz bahçedeki yeşilliği bakan üç oda büyüklüğünde mutfakta da ister yemek ister televizyon seyredin, o kadar büyük. En çok hanımlar bayılıyordur herhalde bu kadar keyifli bir mutfağa. Sonraki en büyük bölüm ve konfor dört beş yaşlarındaki (Eser Junior) oğullarına ait. Her şeyi, her şeyi var küçük Eser'in. Devamlı karşısında oturduğu bilgisayarı bile. İnsana mutluluk geçiren bir aile. Dr. Yüksel, uzun yıllar Onur Erol'un yanında yetiştiğini ondan çok şeyler öğrendiğini söylerken çok rahat. Baylon College of Medicine'de çalışan bir estetik cerrah. Kendi buluşu olan bir yöntemle yüz germeyi dıştan değil ağızdan girerek hiç dikişsiz içten yapıyormuş. Orada bir göğüs ameliyatını gördük çok başarılıydı. Dr. Yüksel, eşi Mehtap Hanım ve küçük Eser'le lokantalara gittik, evlerinde buluştuk. Küçük Eser'le tanıştığımda saçlıydım. Sonra keltoş olunca ürkmesini istemediğimden onunla çok fazla olmak istemiyordum. Sonunda eşarp ve kasketle hallettik halledebildiğimiz kadar. Ama eskisi kadar benimle yakınlaşıp oynamadı bir daha. Dr. Yüksel, her seferinde imdadımıza yetişti. Uzak yola gitmek zorunda olduğumuzda hep o götürdü. Mesela uçuk ilacı bulamadık. O gelip aldı, ilacı da buldu, yerini de buldu. Bizim alamadığımızı kendi reçete yazarak aldı. Boğazımın dışındaki yaralara kaç kere kendi kullandığı yara iyileştirici ve ağrı kesicileriyle pansuman yaptı.
ACİL YARDIM Hele bir seferinde (ki o sırada midemdeki tüpten besleniyordum) mideme tüpü taktıkları yerde tüp çok içeri dışarı hareket etmesin diye onu sabitlemek için hemen yanına tüpü derime dikişle tutturmuşlar. Fakat enfeksiyondan dolayı yara ola ola oradaki deri uzadı uzadı kulak memesi gibi... Sonunda bir gece koptu. Ne yapacağımızı şaşırdık. Çünkü bu sefer tüp midemden çok uzak veya çok yakın olabilecek şekilde oynuyor. MD Anderson Acil Servise telefon ettim. "Vallahi isterseniz gelin ama o kadar bekleyen var ki hastalar koridorlarda yatıyor. Sabaha karşı alırlar ama nöbette bu işlemi yapacak arkadaş yok. (Olay cuma gecesi oluyor.) Siz en iyisi pazartesi gösterin. Salı günü tüpü taktıkları ameliyathanede dikerler'' demez mi? O sırada telefon eden Dr. Eser Bey'e anlattık. Ertesi gün tatil, çalışmıyor. "Merak etmeyin. Size verdiğim bantların uygun olanlarıyla üst üste yapıştırıp sabitleyin. Ben yarın sabah ofisi açıp orayı dikeceğim'' dedi. Ertesi gün koca binada açılmış tek ofiste Sönmez'le ben şaşkın, Dr. Yüksel, yeğenine asistanlığını yaptırarak tüpün yanına bir de yedek olmak üzere iki dikiş attı. Ona ne kadar teşekkür borçluyum bilemezsiniz. Bütün bunları yaparken de esprili, devamlı gülen bir insan. Hayatımıza müthiş bir rahatlık ve güven duygusu getirdi. Tanrı bu güzel ailenin mutluluğunu daim etsin.
|