Genç kalmanın yolları
Ailecek kolesterol diye bir sorunumuz yok. Önce mantı ardından kebap yiyebiliriz. Ayrıca ortaya da bir şey isteriz
Yaşlanmaktan korkar mısınız? Ya da şöyle sormalıyım. Yaşlanmaktan mı yoksa sağlığınızı yitirmekten mi korkarsınız? İkincisi daha önemli galiba. Hemen her gazetede, dergide anti-aging yazan doktorlar var. Bazıları internetten kopyalıyorlar ama... Neyse diyorum, bilgi doğru olsun ona da razıyız. Doktor furyası devam etsin, bu işe merak salmış ünlü isimlerin genç ve zinde kalma formüllerini de okuyoruz. Bu listeye en son eklenen isim Tansu Çiller'in eşi Özer Çiller oldu. Tercüman Gazetesi'nde başlayan yazı dizisinin ilk bölümünde karnımızın neden acıktığını yazdı. "Karnınızın acıkması kişinin iç ihtiyacıdır. Ancak bu ihtiyacın giderilmesi için dış ilişki kurmak zorundayız. Çalışarak hayatınızı kazanacaksınız yahut aileniz size sahip çıkacak." Anladınız mı ne demek istediğini? Ben kendi adıma pek emin değilim. Belki "Fizyolojik ihtiyaç olan acıkma duygusunu ya siz ya da aileniz tatmin edecek" demek istedi. Ya da "Acıkma duygunuzu ancak aile yardımıyla bastırabilirsiniz" anlamına gelen bir cümleydi bu. Eğer öyleyse tipik bir Türk ailesine sahip olan ben battım. Neden mi? Siz eaile büyüklerimden bir tanesiyle olan tipik bir konuşmayı aktarıyorum. - Tamam, bana yeter, daha fazla koymayın lütfen. - Çocuğum, az koyuyorum bak. (Bir taraftan da servis kaşığı çalışıyor yani...) - Yiyemeyeceğim, tamam yeterli. - Allah aşkına çocuğum, bütün gün uğraştım yaptım, hem siz iyi beslenmiyorsunuz kendi evinizde. - Ben diyet yapmaya çalışıyorum. - Ne diyeti, çöp gibisin zaten. - Herkes kendi fazlalığını bilir, ben de 1-2 kilo versem iyi olur. - Sen diyet miyet düşüneceğine iyice beslen, bir de çocuk yap. Bak kaç senedir evlisiniz. Konu aile toplantılarında nasıl olur da evli olan için çocuğu bekar olan içinse evliliğe gelir diye merak ediyorsanız, buradan buyurun. Servis kaşığı hala çalışıyor. Bütün yemekler tereyağı ile yapılmış, kolesterol korkumuz yok yani bizim ailecek. Önce tadımlık mantı, arkadan kırmızı et, tabii ki yanına pilav ve son olarak da tatlı. Tabii ortaya da başka bir yemek yapılmış. Dünyanın hiçbir yerinde ortaya ayrıca bir yemek yapılmaz. Bizde vardır ama. Maksat gözümüz gönlümüz açılsın tabii. Böyle bir sofrayla karşılaşınca siz ne yapıyorsunuz bilemem ama ben yiyorum.
***
"Bu akşam seni harika bir yere yemeğe götürüyoruz" dedi arkadaşım. "Akşam sekiz gibi seni işten alırız." Aile büyüklerini bir tarafa bıraktım arkadaş arasında da sağlıklı beslenme konusuna zerre kadar destek yok. Bir kere kafadan akşam yemeği saat sekizden sonra yenilecek. Oysa ne diyor bütün doktorlar? "Akşam 07.00'dan sonra yemeyin, yiyecekseniz de salata veya meyve yiyin." Nerede... Arkadaşlarla Nispetiye Caddesi'nde yeni açılan Umami isimli restorana gittik. Şimdi ismini duyunca Uzakdoğu mutfağı, füzyon, sağlıklı hayat falan diye düşündünüz değil mi? Hiç ümitlenmeyin Umami müthiş bir kebapçı. Adanalı Cumali Usta'nın da bizim aile gibi kolesterol takıntısı, sağlıklı ve zinde yaşam tutkusu yok. Güzel yemek yapıyor. Dürüm gibi yenilen sıkma ile başlıyor karakuş tatlısıyla bitiriyorsunuz. Arada sarımsaklı köfte, kaburga, çöp şiş falan da var tabii. Hani nerede sağlıklı hayat? Hani size destek olacak aile ve arkadaşlar? Ama en azından aç yatmıyorsunuz o kesin. İnsan aç yatmayınca mutlu uyanıyor orası da kesin.
***
Eski Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna'yla karşılaştım geçenlerde. 75 yaşında ama 55 gibi gösteriyor. Özer Çiller yerine ona dizi yaptırsalar çok daha inandırıcı olur bence. Bütün bu yeme ritüelime rağmen dayanamadım sordum. Nasıl böyle genç gösteriyorsunuz? Yani var mı bu işin sırrı? Baştan pazarlık ettim tabii "Yeme diyecekseniz, hiç dinlemeyeyim." Demedi. Bir reçete verdi. 1. Her sabah yapılan karışım içilecek. Karışımda neler mi var? Kabuğuyla sıkılmış yeşil elma, portakal (posası da kalacak) havuç, kivi suyuna 80 gram çiğ brokoli suyunu ekliyorsunuz. İçine bir baş kereviz ve bir domatesin suyunu da ekleyince iş bitiyor. Ama her sabah taze olarak yapılacak sakın unutmayın. 2. Natürel ilaçlar alacaksınız. Yani ilaç kategorisine girmeyen bitkisel destekler ve vitaminler. Örneğin mutlaka E vitamini. Ayrıca doku ve hücre yaşlanmasına iyi gelen Quenzym QO. 3. Mutlaka Gingko Biloba. Hafızayı ayakta tutan bu vitamin Alzheimer hastalığında bile tamamlayıcı tıp ürünü olarak kullanılıyor. 4. Omega 3 yani balık yağı. 5. Antioksidan olacak hemen her vitamini seçebilirsiniz. Bu neye benziyor biliyor musunuz? Demirin paslanmasına. Yaşlandıkça vücudumuzda paslanan bölgelerin açılmasını sağlayan vitaminler işte bu antioksidan bazlı vitaminler. 6. Mutlaka yürüyüş yapacaksınız. Öyle sabah akşam spor diye kendinizi heba etmenize gerek yok ama hareket şart. 7. Bu erkeklere özel! Beyler Aktuna diyor ki "Sawpalmetto" diye tamamen doğal bir vitamin varmış prostatın büyümesini engelliyormuş, çok da etkiliymiş.
***
Yaşlanmaktan korkmuyorum aslında ama ne yalan söyleyeyim sağlıklı yaşlanmayı isterim. Ama yine de yediğime içtiğime dikkat edemiyorum bir türlü. Edemiyorum çünkü galiba istemiyorum. Umami'de lahmacun, İnci'de profiterol yemek istiyorum. Bebek Badem Ezmecisi'nin önünden yürüyüp geçemiyorum, mutlaka içeri giriyorum. Anneannem mantı yapınca kimse beni tutamıyor. Kayınvalidemin tereyağlı pilavına dayanamıyorum. Her gün her dakika "Sağlıklı yaşa" dizileri okumaktan da sıkıldım doğrusu. Belki de bu yüzden balık etli kadınları daha seksi bulur oldum. İstediğimi yemeyince mutlu olamıyorum ki ben. Genç ve zinde kalma yollarının hiçbiri bana göre değil. Ne aileden ne arkadaşlardan destek görüyorum. Çok çaresizim çok. Yıldırım Aktuna'nın karışımına başlasam bir işe yarar mı acaba? Ne dersiniz?
|