Program, döviz yükselecek diyor
Türkiye'de dolar kuru paritenin de etkisiyle yılbaşındaki düzeyine geri döndü ve 1.400'ün altına indi. Bir yıl önce dolar neyse bugün de aynı. Bir sene önce dolar bozdurup bonoya yatırım yapan yüzde 25 faizi olduğu gibi cebine koydu. Dün burada yayımlamıştık. 11 aylık dönemde doların reel kaybı yüzde 6, Euro'nun kaybı yüzde 1, bir dolar ve 0.77 Euro'dan oluşan döviz sepetinin kaybı da yüzde 3.5. Döviz kuru 2002'de ve 2003'te olduğu gibi, 2004'te de gerilemeye devam etmiş. The Economist dergisinin yazdığına göre, dolardaki kayıp dünyada tasarruf sahiplerini ABD para biriminden gittikçe uzaklaştırıyor. Doların yanında duranlar Asya ülkeleri merkez bankaları.
* Dolarcı Türkiye Yurtiçindeki tasarruf sahipleri de, bu global eğilime ayak uyduruyor. Bitişikteki tablo Merkez Bankası'nın. Yurtiçi yerleşiklerin döviz cinsi tercihini ortaya koyuyor. Bir kere Almanya'da 3 milyon insanı olmasına ve gurbetçi paralarına rağmen, Türkiye dolarcı bir ülke.
Yılbaşında döviz cinsi tasarrufların yarıdan çoğu dolar, üçte biri Euro cinsindendi. Doların değer kaybına paralel dolar cinsi DTH'lar çoğalmıyor. 31.3 milyar dolarlık dolar cinsi DTH, 19 Kasım itibariyle 31.6 milyar dolar. Dolar hesaplarının toplam içindeki payı ise yüzde 64.2'den yüzde 59.8'e inmiş.
Euro cinsinden DTH hacmi ise 2.1 milyar Euro artışla 13.1 milyar eurodan 15.2 milyar Euro'ya çıkmış. Toplam içindeki payı yüzde 33.4'ten yüzde 37.5'e yükselmiş. Yani yerli tasarruf sahipleri ağır ağır olsa da, global eğilimlere ayak uydurmuş. Ancak döviz hesaplarının toplamı yılbaşına göre yüzde 8.2 büyümüş, tam olarak 4 milyar dolar artmış. Döviz üstüste üçüncü yıl kaybettirmesine karşılık DTH'lar artmaya devam etmiş.
* 2005'te ne olur?Acaba üç yıl üstüste düştükten sonra durum dördüncü yıl tersine döner mi? AB için hazırlanan üç yıllık Katılım Öncesi Ekonomik Programa göre, döviz kurundaki kayıp 2005'te kazanca dönecek. Programın 124'üncü sayfasında reel kurun 2004'te yüzde 12.0 eksi olmasından sonra 2005'te yüzde 2.7'lik artıya geçmesi öngörülmüş. Program, kuru değerlendiriyor ki, ihracat yüzde 18 artsın ve ithalat artışı yüzde 12'ye düşsün. Döviz kurunu yükseltebilmek için de, faiz düşüşü esas alınıyor. Reel faizlerin düşüşü yatırım, ihracat ve istihdam artışına da destek verecek. Faiz düşüşü ile talebin canlanarak enflasyonla mücadeleye zarar vermemesi için, reel ücretlerin artmaması hedeflenmiş. Evdeki hesap bu, çarşıya uyup uymayacağını zaman gösterecek. Son üç yıldaki kur hesapları tutmadı. Bu sefer tutar mı? Başka bir yazının konusu.
* Sonuç "Ateşin olduğu her yerde her zaman yanık vardır" Puplilius Syrus
|