|
|
Büyüyünce üniversite okuyup bakan olacak
Sinemada, dizide oynuyor, film seslendiriyor, fotoğraf çekiyor, şovmenlik ve tiyatroda yönetmenlik yapıyor. Ama kırkını aşan Bayülgen'in yapmak istediği çok şey var. O daha fotoğrafçılık okuyacak, konservatuvara gidecek, belki Kültür Bakanı olacak, bir gün çocuk da yapacak....
Ooyuncu, şovmen, dublaj sanatçısı, fotoğrafçı, tiyatro yönetmeni... On farklı işten para kazanan ve hepsinden de büyük keyif alan Okan Bayülgen Harper's Bazaar dergisine Zaga'yı ve gelecekteki planlarını anlattı. İşte röportajdan ilginç bölümler...
* Zaga'dan önce ve Zaga'dan sonra panik bozukluğum olduğu için zaten konsantrasyonum bozuluyor. Belki Zaga'dan sonra herkes kızlarla eve gittiğimi düşünüyor ama çoğunlukla ya nefes darlığı, hava açlığı çekerek araba kullanıyorum, ya arabayı bile kullanacak halde olmadığımdan başka biri kullanıyor ve ben eve götürülüyorum, ya da bir türlü eve gidemediğim için makyaj odasında ya da başka bir yerde arkadaşlarla sohbet ediyorum. Çünkü eve gitmek istemiyorum; gecenin ikisinde, üçünde bu kadar kontrollü olmak, yaptığın programı aynı anda birkaç monitörden izlemek, o anda yönetmen hakkında, asistanların ne yaptığı konusunda düşünmek, birazdan girecek VTR'yle ilgili düşünmek benim obsesyonum ve bu obsesyonlarımdan vazgeçemiyorum. Zaga ekibi televizyonlarda bugüne kadar kurulmuş en iyi, en namuslu, en rahat ekip olduğu halde, yine de kontrolü elden bırakamıyorum. Belki bu fazla enerjik çocuk, onları diken üstünde tutuyor.
İŞİMİ CİDDİYE ALIRIM * İnternete bakıyorum, neler yazılmış diye... Benim gibi uyuyamayan arkadaşlarım var; tiyatrodan arkadaşlarım. Tiyatrocular uyumaz geceleri, onlarla konuşuyorum. Aslında diyeceksiniz ki, on senedir her gün ya da her hafta bu işi yapıyorsun, bu kadar ciddiye almaya ne gerek var? Evet, ben de yaptığım işi herkesin önünde, her yerde küçümsemeye kalkarım. Yani büyük bir halt da değil sonuçta, bir eğlence programı yapıyoruz. Ama işin içine girdiğiniz zaman büyük bir ciddiyet gerekir. Bu araba ya da motosiklet kullanmaya benzer. Araba kullanmak da iş mi derseniz, hakikaten iş değil ama dikkatli olmazsanız ölürsünüz!
* Eli silahlı bir adamı oynamakla ilgili bir problemim yok benim, oynanması da lazımdır gerektiğinde. Yarın hırsızı oynarım, öbür gün kadını oynarım, sonra başka bir şey...
* Magazin programları evirip çevirip tartışma çıkarmaya çalışıyorlar. Ya da kendi akıllarının kestiği kadarıyla anladıklarını sanıyorlar ki, başkalarının akılları da o kadar kesiyor.
* Okan Bayülgen olmak kolay oldu. Bir gecede meşhur oldum. Gece Kuşu diye bir programı yalan yanlış yaptım.
ŞOV DÜNYASININ KURALLARI VAR * Yaptığım işin zor bir iş olmadığını düşünüyorum. Şov dünyasının yazılı ve yazılı olmayan kuralları vardır. Bu kurallar sezgisel olarak bulunur, tecrübe ile bulunur. Bu işi daha önce yapmış kişilerin tecrübelerinden yararlanılır. İlkeler doğruysa, doğru yerlere gidilir. Şov işinde kalıcı olmak gibi şeyler yalan dolandır aslında. İyi iş yapıyorsunuz, performansınız yüksekse gündemde kalırsınız. Günler, haftalar, aylar geçer de siz hep değişirseniz, zaten değişmekte olan insanlara ayak uydurursunuz, onları değiştirirseniz, onlar da sizi değiştirirse bu iş olur. Yani iş iştir, onu yaparız ve fazla da sorgulamayız.
HEKİMLİK KUTSAL MESLEK * Bu iş benden tabii ki bir şeyler götürüyor. Ama bütün bunları abartılı düşünmüyorum. Bana sorarsanız, en kutsal meslek hekimliktir. Böyle filozofları; yazar-çizer, sanatçı adamları çok sevmem. Öğretmenleri çok severim, askerleri severim. Şimdi bana sorarsan, iyi bir fotoğrafçı olmayı tercih ederdim, iyi gitar çalmak isterdim.
* Gelecek yıl üniversite sınavına gireceğim, fotoğraf bölümüne girmek istiyorum. Biraz daha yaşlanayım, konservatuvarda derslere başlamak istiyorum. Çok yetkin hissetmiyorum kendimi. Bir lisansüstü yaptım ama akademik olarak daha yeterli olmam lazım. Hep tiyatro, sinema yönetmeni olmayı düşledim. Biraz yaşlandıktan sonra kendimi televizyondan çekip, biraz daha sanata vermek istiyorum. Kültür Bakanı olmak istiyorum. Meclise girmekle ilgili bir derdim yok ama keşke Bakanlar Kurulu, uzmanlıkla oluşturuluyor olsa...
* Kırk yaşımı geçiyorum ve yapmak istediğim çok şey var. Bir taraftan bakıyorum, seslendirmeydi, şuydu buydu, on farklı işten para kazanıyorum. Bu işlerin hepsine de bayılıyorum. Ama bu çok mu mükemmel bir durum? Hayır. Sanat ve şov dünyasında bu kadar fazla iş yapmanın az gelişmiş ülkelerdeki adamlara özgü bir şey olduğunu fark ettim.
* Hiç seyredilmemeyi, ama daha mutlu bir ülkede yaşamayı tercih ederdim.
|