|
|
|
|
|
|
Para, pul, servet hepsi boş
Edirne'nin Keşan ilçesinde meydana gelen trafik kazasında 11 yaşındaki torunu Sudi Emirhan Özkan'ı ve eski dünürlerini kaybeden kumarhaneler kralı Sudi Özkan, zor günler yaşıyor. Torununun ölüm haberiyle yıkılan Özkan, "Keşke ben ölseydim de bu haberi duymasaydım" diyerek yaşadıklarını anlattı....
Ağlamaktan küçülmüş gözlerle başladı röportaja Sudi Özkan.. Daha ben soru sormadan o oğlu ve gelininin tanışma öyküsünü uzaklara dalarak anlatmaya başladı "Oğlum Enis 20 küsur yaşındaydı. Ve hiç evlilik düşünmüyor, sokaklarda geziyordu. Enis'i evlendirmeye ikna edecek bir kız aramaya başladık. Bir gün Taksim Etap Oteli'nin altındaki silah fuarına gittim. Buradan çıkarken iki genç kız dikkatimi çekti. O kadar güzeldi ki dayanamadım arkasından gittim. 'Bir dakika' diyerek yollarını kestim. Elif bana gayet nazik bir şekilde 'Buyurun' dedi. Yanındaki arkadaşı ise onları rahatsız ettiğimi sanarak 'Ne istiyorsun bizden' diye çıkıştı. Ben de şu cevabı verdim: 'Hanımefendiyi oğluma almak istiyorum.' Sonrasında kartvizitimi çıkartıp Elif'e verdim. 'Bunu ailene ver sizi bir gün ziyaret edeceğiz' dedim. O da kartımı aldı ve gitti. Elif daha 18 yaşındaydı. Teknik Üniversite'de mimarlık okuyordu. Ailesiyle telefonla konuştuk ve tanıştık. Enis ile Elif bir sene flört etti. Bir gün ben oğluma 'Enis bir senedir gezip tozuyorsun neye karar verdin?' diye sordum. Oğlum birden, halbuki hiç niyeti yokken 'Biz evlenmeye karar verdik' dedi. Hemen nişan yaptık. Sonra da Çırağan Oteli'nde bir düğünle evlendiler. Onlardan bir torunumuz oldu. 11 yıl mutlu seneleri oldu. Daha sonra anlaşmayıp ve boşandılar."
MEĞER BANA SON KEZ SENİ ÇOK ÖZLEDİM' DEMİŞ 11 yaşındaki torunu Emirhan Özkan ile kazadan birkaç gün önce telefonla konuştuğunu söyleyen Sudi Özkan, torununun son sözlerinin kulağında çınladığını anlatıyor. "Dedeciğim sizi çok özledim, artık gelin" sözlerine "En yakın zamanda sizi görmeye geleceğiz" karşılığını veren Sudi Özkan, "Onların iyi gününe değil kötü gününe gelecekmişim meğer" diyerek üzüntüsünü dile getiriyor. Acı haberi duyduğunda yıldırım çarpmışa döndüğünü söyleyen Özkan, "İş için Minsk'deydim. Hemen ilk uçakla buraya geldim. Gelinim hâlâ Edirne Tıp Fakültesi hastanesinde hayata kavuşmak için mücadele veriyor. Beyninde şişlikler var. Ciğerinde iltihaplanmalar ve vücudunda kırıklar. Solunum cihazıyla yaşıyor. İnşallah hayata döner. Ama sonrasında daha acı günler onu da bekliyor. Elimizden geleni yapıyoruz. Oğlum da çok üzgün. 'Kuzucuğumu kaybettim' diye çok üzülüyor. Karısının kendisine gelmesini istiyor" diyor. Torununun aylar önce gördüğünü belirten Sudi Özkan, 11 yaşındaki Emirhan'ın öleceğini on gün önceden hissettiğini belirtiyor ve devam ediyor "Bu kazadan on gün önce torunum etrafındaki herkese sürekli olarak 'Ben cennete gideceğim' diyormuş. Bunu annesine, yakınlarına herkese her gün söylüyormuş. Demek ki torunum öleceğini hissetti."
OĞLUM AİLEVİ GÖREVLERİNİ YERİNE GETİRMEDİ Türkiye'de yaşamadığı için torunu ve geliniyle çok sık görüşemeyen Sudi Özkan, onlara karşı maddi ve manevi görevlerini yerine getirdiğini söylüyor. Özkan, gelini Elif'in boşandığı eşi Enis'den çok, kendisine güvendiğini şöyle vurguluyor: "Kocasından ziyade bana güvenirdi. Ben de ona her zaman yardım ederdim. İnşallah kendine gelir. Yine biz onun mesut olması için maddi manevi her türlü desteği yaparız. Oğlum hassas bir çocuktur. Duygulu olmasına rağmen ailevi vazifelerini yapmamıştır. Ama bu olaydan sonra çok duygulandı. 'Ben babalık görevimi yapamadım. Kuzumu kaybettim, kuzucuğumu kaybettim' diye sürekli kendini suçluyor. Şu anda aklı başında değil. Belki Elif'in hayata dönmesiyle biraz olsun düzelir. Oğlum Elif'i çok istiyor. Sadece iyi olmasını, sağlığına kavuşmasını mı istiyor yoksa beraber mi olmak istiyor bunu zaman gösterecek." Özkan maddiyatın artık hiçbir önemi olmadığını ise şu sözleriyle anlatıyor: "Para, pul servet her şey boş bu dünyada. İnsanın ailesi, oğlu, çocukları, kardeşleri, her şeyden önemli. Ben çocuklarımla çok ilgiliyim, onlara çok vakit ayırıyorum. Çünkü insanın sevdiklerini kaybetmesinin acı olduğunu kalbimin taa derinliklerinde hissettim. İnsanın sevdiklerinin yerini doldurması çor zor. Emirhan gençliğini görmeden çekti gitti. Torunum çok sevecen, hareketli, kendi varlığını ortaya koyan, devamlı soran kibar bir çocuktu."
ADINA OKUL YAPTIRACAK Özkan'da, torunu Emirhan'ın acısı henüz çok yeni. Ondan bahsederken gözyaşlarını zor tutuyor ve sık sık yutkunuyor. Eşi Katsiarina da eşi Sudi Özkan'ı bir an olsun yalnız bırakmıyor. Torununun adını yaşatacağını söyleyen Özkan, Sudi Emirhan Özkan adında bir okul yaptırmayı düşünüyor. "Zaten üç tane okul yaptırdım. Okul yaptırmanın vermiş olduğu haz hiçbir şeyde yok. Hep Milli Eğitim'e hizmet için yaptırmıştım. Ama insan ismini yaşatan en güzel hizmet okul." Torununun ölüm haberini alır almaz Türkiye'ye gelen Sudi Özkan, yaşadığı acı olaya rağmen iş toplantılarına ara vermiyor. Telefonu sürekli çalıyor ve insanlarla sürekli iş konuşuyor. Eşi Katsiarina'nın bu durumdan memnun olmadığını söyleyen Sudi Özkan, "Benim işim hiç bitmiyor. Bir canavar yarattım ve bu canavarın içinde boğuşuyorum. Yurtdışında beni meşgul eden olaylar çıkmıyor. Burada insanlar bizi ayakta görünce sürekli sorunlarını anlatıyor. Eşime Türkiye'ye gelince fazla vakit ayıramıyorum. Çocuklarımı da çok özledim. Çocuklar iki gündür telefonda bana 'Bizi terk ettin, sana baba demeyeceğiz, amca diyeceğiz' diye sitem ediyor. Doktor gözetiminde olan Sudi Özkan, sık sık kontrolden geçiyor.
GÜLŞEN YÜKSEL MAGAZİN
|
|
|
|
|
|
|
|
|