| |
|
|
Buyurun bakalım
Perakendecilik sektöründe Türkiye'nin önde gelen gruplarından Boyner Holding, dün bir bankalar konsorsiyumundan 24 milyon dolarlık "murabaha" kredisi aldı. Ondan önce de Turkcell (100 milyon dolar), POAŞ (92.5 milyon dolar), Zorlu Linen (32 milyon dolar), Vestel (30 milyon dolar), Garanti Leasing (30 milyon dolar), Finans Leasing (20 milyon dolar) "murabaha"dan yararlanmışlardı. Sadece Kuveyt Türk 10 yılda özel sektöre 500 milyon dolar "murabaha" kredisi kullandırdığına göre, listeyi daha da uzatmak mümkün. Peki "murabaha" kredisi ne? En yalın ve kısa anlatımıyla, "Peşin alınan bir malın fiyatına kâr ekleyip vadeli satmak." Bir başka deyişle, nakit kredi verilmiyor. Müşterinin ihtiyacı olan mal satın alınıp, belli bir kâr eklendikten sonra teslim ediliyor. "Murabaha" kredisinden yararlanmak için aranan koşulların başında, "Finansmanı sağlanacak yatırımın şeriat kurallarına uygun olması" geliyor (Bakınız; İslam Kalkınma Bankası internet sitesinde İslami finans biçimleri ve şartları makalesi). Bu uygunluk da krediyi açan kuruluştaki Şeriat Komitesi veya İslam Hukuku Kurulu'nca onaylanıyor. Üç hafta önce Meclis Sanayi ve Ticaret Komisyonu'nda İslam Kalkınma Bankası bünyesinde "İslam Özel Sektörü Kurumu" oluşturan anlaşmanın onayına ilişkin tasarıya koparılan kıyameti herhalde hatırladınız. "Türkiye'de İslami sermaye kayırılacak" iddialarından tutun "Laiklik delinmek isteniyor"a kadar akla gelengelmeyen ne kadar olasılık varsa seslendirilmişti. Şimdi Boyner Holding'in "Şirketlerinin ürün ve hammadde satın alımlarının finansmanı" için "murabaha" kredisi talebinin İslami ilkelere uygun bulunmasını nasıl yorumlayacağız? Yoksa Boyner de mi "Yeşil sermaye" oldu?
|