|
|
O cinayet çoktan işlenmişti...
Önceki gün sadece 16 yaşındaki Cihat'ın "bedeni" öldürüldü. Oysa o cinayet işleneli çok oluyor...
BUGÜN 16 yaşındaki Cihat'ın statta öldürülmesiyle ilgili gazetelerde, televizyonlarda pek çok haber ve yorum göreceksiniz. Yine herkes birbirini suçlayacak. Yine ağıtlar yakılacak, toplantı üstüne toplantı yapılacak. Ve ne yazık ki, daha önce olduğu gibi ölen öldüğüyle kalacak, futbol terörü, kaldığı yerden mesaisine devam edecek. Oysa bu olaydan herkes payına düşen dersi almak zorunda. Tribünleri, "Rakıyı da içeriz, esrarı da çekeriz" diye bağıranlara teslim eden kulüp yöneticileri de, yıllardır futbol terörüne set çekemeyen devlet otoritesi de, birkaç aklı selim yazar ve yorumcu dışında, olayları "lanetlemekle" geçiştiren medya da payına düşen dersi almak zorunda.
BEN SÜPÜRÜYORUM Ben bir medya mensubu olarak bugün bir kez daha "kapımın önünü temizlemek" istiyorum. "Bir kez daha" diyorum, çünkü bu sütunlarda en az 10 kez spor yorumcularının ekranlardaki sert, saldırgan ve adeta şiddeti özendiren yorumlarının gün gelip, toplumun yumuşak karnında ölümcül yaralar açabileceğini yazdım. Tabii ki stada ayakkabısında bıçak sokup, omuz attı diye bir genci öldüren kişinin hepimize yaşattığı bu acı olayın tek suçlusu bu yorumlar ve onların sahipleri değildir. Ama medya mensupları olarak çorbada tuzumuz değilse de, acıda biberimiz olmadığını kim iddia edebilir?
DENİZLİ OLAYI NEREDE? Hıncal Uluç günler öncesinden yazdı. Erman Toroğlu ile Şansal Büyüka neredeyse her programlarında haykırdı... Ve birkaç duyarlı yazar da onlara katıldı. Ama ne yazık ki medya, teröre karşı "top yekun" bir savaş başlatamadı. İki hafta önce Denizlisporlu futbolcuları taşıyan otobüs, bu takımın yandaşları tarafından hemzemin geçitte durduruldu. Yani, bir trenin gelip, onları biçmesi istendi. Peki hangi spor programında bu olay "baş konu" olarak işlendi? Hangi gazete bunu sürmanşetine taşıdı? "Sahalarda görmek istemediğimiz olaylar", "Bir avuç kendini bilmez...", "Sporla ilgisi olmayan münferit hadiseler..." Bu ucuz klişelerin 7 santimlik çakıdan daha can alıcı olduğunu ne zaman anlayacağız?
BİZ GÜVENDE MİYİZ? Ama zaten neresi güvenli ki, statlar olsun... Ölen gencin haberinin altında bir utanç başlığı daha: Fenerbahçeli Alex'in karısı da kapkaç kurbanı... Ve kaderin cilvesine bakın ki, bu olayı lanetleyen Hıncal Uluç da, Ahmet Çakar da, Engin Verel de futbol terörünün karanlık mağaralarından ateşlenen sinsi kurşunlara hedef olmuşlardı. Bugün bir çok spor yorumcusu statlara özel korumalarla girip çıkabiliyor. Biz medya olarak kalemimizin gücüyle kendi hayatımızı garantiye alamazken, 16 yaşındaki Cihat'ı nasıl koruyabiliriz ki?
CİHAT'IN ADI OLSUN Pazar gecesi Mardinli Cihat'ın sadece "bedeni" öldü! Biz onu ve futbol terörüne kurban gidecek daha pek çok gencimizi aylar, yıllar öncesinden cinayete kurban vermiştik... Bundan sonra televizyonda ateşli yorumlara, gazetede "ustura gibi keskin" başlıklara soyunmadan önce Cihat'ın Taksim İlkyardım Hastanesi'nin Acil koridorlarında bayılan annesini gözlerimizin önüne getirelim lütfen... Ve lütfen bu kez söylenenler havaya balon, yazılanlar suya imza olmasın. Cihat'ın ölümü hiç olmazsa futbol terörüne karşı başlatılan CİHAT'ın adı olsun!
|