| |
Biz Türkler'in yaşam kalitesi
The Economist dergisi, dünyadaki 110 ülkenin yaşam kalitesini incelemiş ve bir sıralama yapmış... Türkiye 50. sırada... Yerimiz pek fena sayılmaz. Altımızda daha 60 tane kalitesiz ülke var. Yaşam kalitesi en yüksek ülke İrlanda çıkıyor. Daha 20 yıl öncesine kadar, ekonomik açıdan sürünen, üstüne de Katolik kilise baskısının bunalımlarını yaşayan İrlanda'nın buraya nasıl gelebildiği herhalde bir doktora tezi incelemesini hak ediyor.
Trafikte üç saat! Türkiye'de devlet yönetimi yarı sosyalist olmakla beraber, insanlara sağladığı tam eşitlik bakımından tam bir sosyalist ülke görünümündedir. Bayram gelir, gidip büyüklerin ellerinden öpeyim dersiniz, fakat karşıya geçerken trafikte 3 saat işkence çekerek, tam bir dayanıklılık testinden geçersiniz. Bunda da iyi bir taraf vardır. Çünkü aynı eziyeti, zenginler de çeker, otobüsle yolculuk eden halkımız da çeker. Buna eziyette eşitlik ilkesi denir. Ne ki, yaşam kalitemiz herkesçe aynı eşitlikte paylaşılıyor denemez. Mesela, CHP'yi yöneten siyasi elitler, bırakın ortalama yaşam kalitesini tatmayı, hayatlarının zehir olmadığı bir tek gün bile göremezler. Bir Mustafa Sarıgül çıkar, birkaç miting düzenler, cümle CHP yönetiminin hayatı zehir olur. Tam Sarıgül'ü derdest etmenin yollarını ararken, bu defa Ankara'da büyük bir seçim rüşveti skandalı patlar. Bir ilçe başkanı, seçimlerde aday olacak bir kişiden çuvalla para almıştır, CHP yönetiminin yalnız bayramı değil, bayramdan sonrası da zehir olur. Mesela sevimli Besim Tibuk, bir holding patronu olup, hayatını krallar gibi yaşayacağı imkânlara sahip iken, sonunda kendi ifadesiyle, Türkiye'de bir çay bile içemeyecek kadar sinir sahibi olabilmiştir, bir şekilde... Kolay mı yaşam kalitesini tatmak?
Sudaki komünizm Yaşam kalitesi fena sayılmayan Türkiyemizin, şahsınıza attığı gizli kazıkları hesaba katmazsanız, mutluluktan uçabilirsiniz bile icabında... İstanbul'da kullanılan suyun yarısı kaçak. Şimdiki faturalara göre bunun 14 yıldaki değeri 8.5 katrilyon lira, yaklaşık 6 milyar dolar tutuyor. Bir suyun nasıl kaçak kullanılabildiğini bir yana bırakalım, bugün bir aile ortalama 50-100 milyon lira su parası ödüyorsa ve de suyun yarısı kaçak gidiyorsa, demek ki, her aile bir başka ailenin su parasını ödemiş oluyor. Buna da suyun kullanımında komünist sistem denir. Verenden çok alıyorsun, vermeyenden hiç almıyorsun yani...
|