|
|
|
|
|
|
Çocuklar İçin Hikayelerle Esma'ül Hüsna
ER-RAHMAN: Dünyada herkese karşı merhametli Süreyya ve kardeşi Osman bahçede oynadıktan sonra nefes nefese eve geldiler. İkisi de çok yorulmuş, terlemiş ve susamıştı. İkisi de eve girer girmez mutfağa koştu. Osman sürahiyi kaptığı gibi üç bardak suyu kana kana içtikten sonra derin bir nefes aldı. "Oh be! Çok susamıştım anneciğim. Abla sen susamadın mı?" "Susamaz olur muyum hiç?" diyerek iki bardak da Süreyya içti. Anneleri yemeği ocağa koyduktan sonra çocuklara döndü: "Teşekkür ettiniz mi peki?" diye sordu. "Niçin?" diye merakla sordu Osman. Süreyya cevap verdi: "Allah bize suyu verdiği için tabi ki" deyince annesi: "Evet Allah bize su verdiği için teşekkür etmeliyiz ama yalnız bunun için değil. Allah'ın verdiği daha güzel bir şey için O'na şükretmeliyiz" dedi. Çocuklar merakla ne olduğunu sorunca anneleri anlatmaya başladı. "Vücudumuzdaki su miktarı gün içinde değişir. Mesela çok oyun oynayıp terlersek çok su içmek isteriz. Ama bazen de su içmek istemeyiz. Vücudumuzdaki su azalınca beynimiz bunu hemen anlar ve böbreklerimizi uyarır. Beynimiz, böbreklerimize 'su tüketimini azalt!' der ve içimizdeki suyu azar azar kullanmaya başlar. Eğer beynimiz böbreklerimizi böyle uyarmasaydı hiç iyi olmazdı. Ne olurdu biliyor musunuz? Susuzluktan ölmemek için her gün 15- 20 sürahi su içmek zorunda kalırdık. Günde 15-20 sürahi içince de sürekli tuvalete gitmemiz gerekecekti. Ama Allah, insanlara merhametli davranarak bizim haberimiz olmadan bu bilgileri beynimize yerleştirdi. Hem de doğduğumuz andan itibaren. Bu bilgi beynimize yerleştirilmiş olmasaydı o zaman da su içmeyecektik. Böylece vücudumuz çalışmayacak ve bozulacaktı. Ama Allah, bize ne zaman ne kadar su içmemiz gerektiğini anlatan bilgileri doğuştan beynimize yükleyerek bizi bu zahmetten kurtardı." Osman'ın gözleri yerlerinden fırlayacak gibiydi. "Bu gerçekten doğru mu?" "Evet oğlum, O'nun yaptığı her iş hep böyle merhamet ve sevgiyle doludur. Bu yüzden O'na hep teşekkür etmeyi ihmal etmiyoruz, tamam mı?" "Tamam anneciğim". Yazan: Banu Kopuz
|
|
|
|
|
|
|
|
|