D.B'yi şimdi kovun
Peki şöyle diyelim: Del Bosque kovulup, Ziya Doğan göreve gelseydi ne olurdu? Beşiktaş böyle mi olurdu? Trabzonspor hangi noktada olurdu? Gördünüz değil mi; 5 hafta içinde olanlar çok şeyi değiştirdi. Bugün, Başkan Sayın Yıldırım Demirören, Del Bosque'yi kahraman ilan ederken; Sayın Atay Aktuğ da Ziya Doğan'ı açıkça eleştirmeye başladı. Yani futbolda dün yok, bugün var. Öyleyse yeni bir tartışmayı açalım: Fenerbahçe yönetimi, Christoph Daum'la yollarını ayırmak istiyor. Federasyon da Ersun Yanal'a sıcak bakmıyor. Bu mutsuzluğa, mutluluk formülü hazır: Fatih Terim Ulusal Takım'a... Ersun Yanal Fenerbahçe'ye Haydi konuya gelelim: Beşiktaş liderden 13 puan geride. Şampiyonluk çok uzak bir mucize. Hatta hayal bile. Ama bu noktaya gelinmesinin en büyük sorumlusu kim derseniz, Del Bosque'ye akıl veren Mircea Lucescu derim. Lütfen şaşırmayın? Lucescu, Guiro Ronaldo ile 4-4-2'yi deneyip rezil olmadı mı? Öyleyse nasıl olur da Luce, meslektaşı Del Bosque'yi uyarmaz? Nasıl olur da "Ronaldo'yu oynatıyorsan asla 4-4-2 uygulayamazsın" demez? Gördünüz değil mi? Beşiktaş'a en büyük kötülüğü yapan Beşiktaş'ın ekmeğini yiyen Lucescu. (Daniel Pancu'nun kafasını da karıştırdı, ayıp etti!..) Hadi lafımızı noktalayalım: Eğer Del Bosque, "Önce sistem" derken futbolcularını bir robot gibi kullanmasaydı bugün Beşiktaş Fenerbahçe'den 13 puan geride olmazdı. Yani şunu diyorum: Daum'a futbol dersi veren Del Bosque'nin geç kalmış yorumları Beşiktaş'ı yok etti. Öyleyse tartışalım: Hatırlayın: Gaziantep maçında Tarek El Taib, Mustafa Doğan'ın belini kırdı; perişan etti. Emre Aşık da her topu ağlardan çıkardı. Bugün Doğan-Aşık ikilisi kahraman. Çünkü sistem ve prensipler önemli ama sisteme uyum daha da önemli. ( Bu ikiliden daha iyi oyuncu olan İbrahim Toraman bu nedenle yedek değil mi?)
Daum'un bile üstündeler! Fenerbahçe'deki sorun ise tam tersi. Sistem ve prensipler yok. Bireysel kahramanlar var. Kendilerini Fenerbahçe'nin üstünde gören Alex De Souza, Pierre Van Hooijdonk ve Tuncay Şanlı şimdi kendilerini Daum'un da üstünde görmeye başladılar. Bu Fener'in felaketi olacaktır. Sorun işte burada. Del Bosque'nin Beşiktaş'ı takım olma ruhuna sarıldığı için Daum'un Fenerbahçe'sini yendi. Galatasaray'la nokta koyalım: Kendisini her şeyin üstünde gören Hakan Şükür'ü tartışmanın zamanı gelmedi mi? Yani diyorum; Hagi'nin Hakan Şükür'ü oynatmakta ısrarı golsüzlüğe mahkum olmak demek değil mi? Şükür'de ısrar Necati Ateş ve Ümit Karan'a saygısızlık değil mi?
MESAJ: Beşiktaş'ın cesur kalbi Çarşı, tel örgüsüz İnönü'nün en büyük güvencesi. Öyleyse; Çarşı'ya zehirli gaz sıkmak demek ne demek?
|