Söz, kurumlardan açılmışken Maliye Bakanlığı'na da bir göz atmakta yarar var. Maliye, tarihindeki en köklü değişime kapı aralıyor. Ama Gelirler Genel Müdürlüğü'nün, yarı özerk "Gelir İdaresi Başkanlığı"na dönüştürülmesi projesi tekliyor. Maliye Bakanlığı hem içeriden hem de dışarıdan markaja alınıyor. İç bünyedeki problem, vergi denetim birimlerini yeniden yapılandırma modelinden doğuyor. Gelir İdaresi Başkanlığı Tasarısı'ndaki yaklaşımdan kaygılanan "gelirler kontrolörleri", yasanın mimarı gibi algılanan "hesap uzmanları"na yükleniyor. "Türkiye'nin, bir takım hesapçılara vereceği hesabı kalmamıştır" diyor. Bu diyaloğa maliye müfettişleri de katılıyor. Maliye geleneğinin simgesi olan müfettişlerin vergi denetimi yerine kurum içi denetime yönlendirilmesi eğilimi ağır basıyor. Müfettişlerin de tadı kaçıyor. Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer'in, "Yeni bir kurum kurarken eski sistemi ileriye taşımak, yeni mali haklar yaratmak doğru değil" görüşü reform süreci için belirleyici hal alıyor. İşin ilginç yanı IMF de Dinçer'le benzer tezleri ileri sürüyor. Gelir İdaresi'nin kaderi, "denetim birimlerinin birleştirilmesi" kararı ile "üstadların özlük hakları"na endeksleniyor. Bu kör düğümü ancak Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın Başbakan Tayyip Erdoğan'ı ikna gücünün çözeceği konuşuluyor.