| |
Alışmak kolay geliyor
Ne zamandır iyi çay içmediğimi fark ettim. Daha doğrusu çayın yerini kahve almış. Kahvenin de en tembel versiyonu hem de. Suyu ısıt, hazır kahveyi daya, sonra kokusunun davetine takıl, tedavi ol. Kafelerde falan da iyi çay yok. Anca mahalle kahvelerine, çay bahçelerine falan dadanmak gerekir ki, o da kurtarmaz. Ben ki semaverden çay içmiş bir neslin evladıyım! Geçen sabah afyon patlatma etkinlikleri dahilinde kahve yerine çay içme kararı aldım. Aldık da evde ne demlik var ne çaydanlık. Sıcak suya daldırma cinsinden iki poşet var o kadar. Olsun, bir yerden başlamak gerek. Daldırdım, çıkardım, kaşıkla pres yapıp renklenmesini sağladım sonra da camın önüne geçip güzel bir sonbahar sabahına başladım. Ama o da ne? Karşı apartmanın dış cephesine çakılmış bir klima görüntüsü. Klimadan çıkan bir hortum, serin havayı içeri aktarmak için delinmiş bir duvar. Ahşabın yerine itina ile yerleştirilmiş plastik çerçeveler zaten standart donanım. Bahsettiğim bina belki yüz yıllık. Teşvikiye'nin en görkemli, en güzel, en estetik şaheserlerinden biri. Ha Şirinevler'deki derme çatma bir iş hanı, ha yüz yıllık Narmanlı Apartmanı.. Ne fark eder ki? On altı taksite alınan klima itina ile dış cepheye takılır, duvar delinir, bahçe hortumuyla da bağlantı sağlanır. Aman hava sıcaklayınca kıçımız terlemesin! Aman plastik kapı pencere takalım ki arada çürüyüp bozulmasın, üstüne üstlük ısı yalıtımı olayından da geri kalınmasın, masraf olmasın! En medyatik belediye olan Şişli Belediyesi'ne sevgilerimle.. Biz çaya dönelim. Arkadaşlar, poşet çayla bir yere varılmıyor. Tamam kabul ediyorum kötü bir denemeydi. İlk işim, cumartesi pazarından paslanmaz çaydanlık ve demlik almak. Ama sorun bununla da bitmiyor. Malum iş hanlarından plazalara hızlı geçiş yapan bir kuşağın mensubuyum. Kahve makineleri! Biri bana bu büyük dolaplardan "iyi" bi'şey çıktığını söyleyebilir mi acaba? Muhtelif yoğunluklarda, isteğe göre şekerli veya şekersiz çamur birikintileri. Plastik bardaklarda! Ben çay ocağımı geri istiyorum. Ben Murtaza Abi'yi, Fatmanımı geri istiyorum. İnce bellide iyi çay, ucuz gazoz istiyorum. Misafirlerime "ne içeriz" diye şov yapmak istiyorum. Ayaküstü kaliteli dedikodu istiyorum. Çekmecemde çay jetonu olsun ve üç çay karşılığı iki jeton kakalamak suretiyle yolsuzluk yapmak istiyorum. Bakın teknoloji falan güzel de, bazı şeylerin yerini alamıyor. Plazalarda çay ocaklarına yer var. İki bin kişi çalışıyorsa iki bin üç kişi de çalışabilir değil mi? İnsan nasıl da alışıyor daha kötüsüne, vasatına. Bir süre sonra gıkımız bile çıkmıyor. Güzel bir çay içmek, yüz yıl önce yapıldığı gibi kalan bir binanın önünde her gün saygıyla eğilmek varken..
|