|
|
Öfke, öfkenin mayası
Bazı kadınlar 'dırdırcı eş' olmaktan kaçındıkları için, öfkelerini bastırmaya çalışır. Oysa, öfkeyi içe atarak frenlemek geçici ve tehlikeli bir çözümdür....
Bazı kadınlar akşamları, eşleri daha kapıdan içeri adımını atar atmaz 'Bugün çok yoruldum. Çocuklar kafamı şişirdi. Bıktım usandım sizden' diye öfkesini kusmaya başlar. İşinden evine dönen koca, huzuru ararken karşısında öfkeli eşini bulunca, onu yatıştırmak için suskun kalmayı seçebilir. Erkeğin suskunluğu ise, öfkeli kadının öfkesine öfke katar. Bu kez de erkeği olaylara seyirci kalmakla suçlar.
SÜREKLİ YAKINMAYIN Kadınlar, öfkelerini bastırmaktan vazgeçtikleri zaman rahatlar. Kısa süre için de olsa, huzura kavuşuyorlar. Ancak bu tür öfke patlamalarının çok sık tekrarlanması da erkeği bunaltır. Zamanla eşinin yakınmalarında haklı olabileceğini düşünmekten vazgeçiyor. Sürekli yakınan kadının sözleri erkeği etkilemiyor. Erkeklerin çoğu böyle durumlarda, eşlerine karşılık vermek yerine ondan uzaklaşmayı tercih ederler. Bu tür davranışlar, eşler arasındaki ilişkiyi zedeler, sevgiyi büyük ölçüde yok eder.
HERKESİN SUÇU VAR... Kadının da erkeğin de hatalarını anlayıp, bunlardan vazgeçmek için çaba harcamaları gerekir. Evdeki kavgaların 'senben' çekişmesine dönüşmesinde kadının da, erkeğin de aynı derecede suçlu olacağını belirtmekte fayda var. Evlilik, çok yönlü bir gönül ortaklığıdır. Onu her yönüyle değerlendirip karşılıklı sevgi ve saygı çerçevesi içinde ilişkiyi sürdürmek gerekiyor. Öfke krizlerinin evliliği sona erdirmesi ihtimali zayıf da olsa, dikkate alınmalı. (mahmure.com)
SEMA KUMBARACI
|