"Türk sermayesi ile Türkiye'nin orta ölçekli işletmelerine değer yaratmak istiyoruz" diyen Anadolubank Genel Müdürü Pulat Akçin, ortaklığa kapalı olduklarını söyledi.
Türk bankacılık sistemi krizde büyük sınav verdi. Son olarak AB Komisyonu Türkiye İlerleme Raporu'nun bir kısmı Türk bankacılık sistemine ayrılmıştı. Raporda bankacılık sektöründe krizin kısmen atlatıldığı belirtildikten sonra, aile bankalarının halen devam ettiğine işaret edilmiş ardından da şu tespitte bulunmuştu: "Yabancı bankaların sektördeki payı halen düşük." İşte AnadoluBank'ın Genel Müdürü Pulat Akçin ile bu tespitleri ve yabancı ortağa sıcak bakıp bakmadıklarını konuştuk. Akçin, bankacılık kuralları dışına çıkılmadığı sürece bir ailenin bankaya sahip olmasının sorun yaratmayacağına işaret ederken, yabancı bir grup ile evlilik konusunda ise, "Bu süreç içinde bir arayışımız olmadı. Bankanın sahibinin de tutumu bankasına sahip olmak. Türk sermayesi ile Türkiye'nin orta ölçekli işletmeleri ile çalışıp değer yaratmak istiyoruz" diyor. Anadolubank aslında sektörün isim olarak eski, sahiplik olarak yeni üyelerinden. Habaş Grubu'nun patronu Mehmet Rüştü Başaran tarafından 1997'de isim hakkı alınan Anadolubank'ın bugün itibariyle 49 şubesi var. 840 trilyon lira nakti aktif kredisi olan Anadolubank'ta bu rakam gayrinakdi krediler ile 1 katrilyon 640 trilyonu buluyor. Toplam mevudatı ise 1.4 katrilyon lira düzeyinde. Daha çok ticari müşterilere yönelik çalışan Anadolubank'ın müşteri kitlesinde orta ve ortanın altı şirketlerin ağırlığı büyük. 1 katrilyon 640 trilyonluk kredinin sadece 45 trilyonluk bölümünün bireysel krediden oluşması da bu konu ile ilgili ipucu veriyor.
BUGÜNKÜ AİLELER FARKLI Zaten Akçin'e göre bankacılık sisteminin yapısı bugün geçmişten çok daha farklı. "Bugün bankaları elinde bulunduran ailelerle geçmişte bankaları elinde bulunduran aileler aynı değil. Dün banka ile aile ilişkisi farklıydı, bugün farklı" diyen Akçin, örneği yine kendi bankasından veriyor: " Bizim grubumuzun bankada kullandığı kredi aktif toplamının yüzde 1.5'i civarında. Halbuki bu grubun bizde tuttuğu para miktarı aktif miktarın yüzde 6'larına kadar geliyor. Bizde sene sonu kâr gelir, sermayeye katalım der, kâr dağıtımı istemez. Bankalar zorlandığı zaman önce patronlarına dönüp baktılar. Bizim o tarafta 'eşek çamura çöküncü sahibinden başka kimse yar olmaz' derler. Yani ne oldu, sahipleri bankalarının içine para enjekte ettiler. Biz de krizden tabi ki etkilendik. ama ortağımız güçlü olduğu için sorun olmadı."