İç borcun faizini düşürüp vadesini uzat tarıma, eğitime, sağlığa kaynak yarat
Bir yandan IMF ile üç yıllığına yeni anlaşma diğer yandan AB'den tam üyelik müzakerelerinin başlatılmasına yönelik takvimin işlemesi sonucu Türkiye ekonomisinin geleceğinin şekillendiği bir süreci yaşıyoruz. AB'den 17 Aralık'ta müzakerelerin başlatılması kararını çıkartmak için Başbakan Erdoğan yarın AB'nin siyasi ve ekonomik liderleri durumundaki Fransa ve Almanya'nın Cumhurbaşkanı ve Başbakanı ile bir araya gelecek. Yine yarın üç yıllık program hazırlıkları için gelen IMF heyetinin Türkiye'den ayrılması, ayrılırken de nasıl bir program ve ne kadar yeni kaynak sağlanacağını açıklaması bekleniyor. Gelecek yılı bu iki gelişme yanında 2005 Bütçesi de etkileyecek. Bütçe rakamlarını ortalama kur üzerinden dolar bazına çevirdik ve daha netleşmesini sağladık. Rakamlar 2005'in iç borçları çevirme açısından 1993 sonrasının en kolay yılı olmaya aday olduğunu gösteriyor. Bitişikteki tablodan görülebileği gibi, Hazine'nin iç borç faizi ödemelerinde 5.5 milyar dolarlık azalma hedeflenmiş. Bu ilk kez oluyor. Borç ödemede rahat yıl Bunun bir nedeni faizde göreli olarak beklenen düşüş. Bu yıl yüzde 29 olarak hedeflenen Hazine ağırlıklı ortalama ihale faizi yüzde 26.5 düzeylerinde gerçekleşiyor. Reel faiz ise yüzde 15 civarında. 2005 için yüzde 19 nominal faiz tahmin ediliyor. Bu, yüzde 8 enflasyona göre yüzde 10'luk reel faiz demek. Yani reel faiz yüzde 15'ten yüzde 10'a gerileyecek, ancak bu bile yılsonu enflasyonunu geçiyor, yüzde 5'lik büyüme hedefini ikiye katlıyor. Ama ne olursa olsun faiz tasarrufu bütçeye olumlu yansıyor. 2005'te faizlerin bütçeyi rahatlatmasında ikinci gelişme ise uzayacak olan vade. İlkini geçen hafta üç yıl vadeli ihaleyle yaşadık. Vade uzadıkça ödenecek faizler 2005 sonrasına atılıyor. Küçük tabloda ise 2005'te iç borç geri ödemeleri yer alıyor. Bunun toplamı 142.2 katrilyon veya 88.2 milyar dolar. Bu yılki iç borç ödemeleri 164.6 katrilyon veya 113.9 milyar dolar. Kaynaklar nereye İç borç faizlerinden sağlanacak 5.5 milyar dolar yanında hükümet vergi gelirlerini 4.2 milyar dolar artırıyor. 9.7 milyar dolarlık tasarrufun 5.4 milyar doları bütçe açığını küçültmekte kullanılmış, 23.5 milyar dolar beklenen bu yılki bütçe açığı gelecek yıl 18 milyar dolara indirilmiş. Bütçede elde edilen 10 milyar dolara yakın imkanın diğer kısmı ile faiz dışı harcamalar 3.2 milyar dolar artırılmış. Bunun da 1.5 milyar doları yatırımlara gidecek. Kuruluşlar bazında ise faiz ödemesi düştüğünden Hazine Müsteşarlığı'nın ödeneğinde büyük azalma meydana geliyor. Buna karşılık eğitim ve sağlık bütçesi ile özellikle tarım bütçesi ödeneğinde sıçrama var. Faizden tasarruf edebilen ve iç borçta vadeyi uzatabilen hükümet eğitime, sağlığa ve tarım kesimine daha fazla kaynak ayırabiliyor. Çünkü faiz kalemi bütçenin yüzde 36 ile en büyük kalemi. Normalleşmenin ilk yılı Hükümet piyasaların, IMF'nin ve ekonominin gereklerini ve dikte ettiklerini yerine getirirken zaman zaman çok zorlanıyor. Ama böyle yaparak da sorunları çözmeye başlıyor, faizleri düşürebiliyor, iç borcun vadesini uzatabiliyor. Belki daha önemlisi, kendisinin arzuladığı bazı harcamalara kaynak yaratabiliyor. Şimdilik miktarı çok az da olsa. Tersini, 2001 öncesi uzun yıllar yaşadık ve şimdi sonucuna katlanıyoruz. Sonuç "Çözümde görev almayanlar, problemin bir parçası olurlar" Goethe