kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Asli Aydintasbas @ SABAH
 

AB ile mutlu son mu?

17 Aralık'ı "Müzakere Bayramı" olarak resmi tatil etmek için erken....

Avrupa'yla "mutlu son"a öyle şartlandık ki, son haftalarda çöken bulutları görmemeye kararlıyız. Sanki Aralık'ta Avrupa bizi alkışlarla kabul edecek, müzakereler kısa süre içinde başlayacak, dış yatırım oluk gibi akacak ve 18 Aralık'ta uyandığımızda şahane bir Türkiye'ye adım atmış olacağız. Oysa son haftalarda Avrupa siyaset sahnesindeki hareketlilik hayra alamet değil. Müzakere sürecine katılan yetkililerin değimiyle, Aralık zirvesine sekiz hafta kala, 'tablo o kadar parlak değil'. Öncelikle, Fransa'dan başlayarak yavaş yavaş tüm kıtayı saran ve "Türkiye tartışması" denilen şey, her saniye Türkiye'nin aleyhine işliyor. Ne sokaktaki Avrupalı Türkiye'yi almanın mantığını kabul etmiş değil durumda, ne siyasetçiler. Başta yalnız Avusturya ve Alman muhalefet lideri Angela Merkel'den oluştuğu sanılan "karşıt cephe," Fransa, Hollanda, Macaristan ve bir çok ufak partilerin de katılımıyla her geçen gün genişliyor. Sokaktaki Avrupalı, Türkiye'yi istemiyor; Jacques Chirac gibi liderler ise sokakla dalaşmaya yanaşmıyor. Sonuçta Aralık'ta bir cins "müzakere" kararı çıkacak olsa da, "ayrıcalıklı ortaklık," yeni bir "İlerleme Raporu" ya da "tarama süreci" gibi Türkiye'yi zora sokacak mekanizmalar, her zamankinden fazla konuşulur oldu. Daha da önemlisi, Aralık'ta nasıl bir "tarih" çıkacağı konusunda Ankara'nın istediği senaryolar henüz kabul görmüş değil. Bu noktada birkaç tespit:

1. Zina tartışmasının Türkiye'ye bir faturası var. Zina meselesi, hem Avrupa'daki "Türkiye'yi istiyor muyuz?" tartışmasını erken tetikledi, hem de "ortak değerler" konusunda Avrupalıların kafasında soru işareti yarattı. İlerde tarihçiler, rüzgarın ne zaman yön değiştirdiğini saptamaya çalışırken, muhtemelen bu olayı milat alacak.

2. Bir Avrupalı diplomatın ifadesiyle "Kimse Fransa'dan bu kadar muhalefet beklemiyordu." Fransa'nın tutumu, yumuşamıyor, sertleşiyor. Fransızlar, Türkiye ile müzakerelerin kendi ülkelerindeki Avrupa anayasası tartışmasını sabote etmesinden, halkın Türkiye yüzünden anayasayı da veto etmesinden korkuyor. Bu yüzden Chirac müzakerelerin Avrupa anayasası referandumundan sonra başlamasını istiyor ve AB liderleri de bu fikre sıcak bakıyor. Fransa'nın referandum için düşündüğü tarihler mayıs ya da sonbahar. Müzakerelerin bu tarihlerden sonra başlaması, Ankara için dünyansın sonu değil. Ama Fransızların "Bir yıl içinde yeni bir İlerleme Raporu olsun, ondan sonra hükümetlerarası konferans toplansın ve 2006'da müzakereler başlasın" gibi teklifleri var ki, AKP'yi fazlasıyla zora sokar.

3. Türkiye Avrupa'da başarılı bir kampanya yürütmedi. Son aylarda Brüksel'deki konferanslar ya da Avrupa gazetelerinde alınan tam sayfa ilanlar yeterli değil. Daha erken başlamalıydı.

4. Ankara'nın Aralık'taki hedefi İlerleme Raporu'nun detaylarını tartışmak ya da "Ayrımcılık yaparsanız gideriz" demek değil, "Müzakerelerin yeni bir koşul ya da yeni bir karar mekanizması olmadan 2005'de başlaması" olmalı. Bu mümkün, ama henüz bu noktada değiliz.

5. Buna rağmen Aralık'ta iç kamuoyunun kabul edeceği bir sonuç almak mümkün. Tabii Türkiye müzakerelerin "ucu açık" olabileceği ya da "hükümetlerarası konferans" gibi bazı koşulları sineye çekmeye hazırsa. Bu da siyasi bir karar. Kısacası 17 Aralık'ı "Müzakere Bayramı" olarak resmi tatil ilan etmek için fazla aceleci davranmamalı. Nefesleri tutup son dakikaya kadar çabalamak şart.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Sağ'dan gitmeli!   / 18-10-2004
 Ankara'nın yolu Brüksel'den mi?   / 16-10-2004
 Derin ayrıcalıklar   / 14-10-2004
 Barzani'yi ağırlarken   / 12-10-2004
 Devlet kim?   / 10-10-2004
 Fransız sokakları...   / 07-10-2004
 Brandenburg hatırası   / 04-10-2004
 Bir bardak suda fırtına   / 01-10-2004
 Brüksel buluşması   / 20-09-2004
 "Yanlış Anla(t)ma"   / 18-09-2004
MAHMUT ÖVÜR
Cevap bekleyen sorular
Dün SABAH'ın manşetinde yeralan,...
MUHARREM SARIKAYA
Tarama sonrası tarih...
AB'nin 17 Aralık zirvesi...
ASLI AYDINTAŞBAŞ
AB ile mutlu son mu?
17 Aralık'ı "Müzakere Bayramı"...
YAVUZ DONAT
İşte "en bilimsel" hesap
TBMM İnsan Hakları Komisyonu...
Geç gelen mutluluğu kamyon trafiği bitirdi
Artan kamyon trafiği nedeniyle kazaların arttığı Kurtköy yolunun son...
Kendilerini feda ettiler
Evlerine silahlı baskın yapan damatlarının açtığı ateşe kendilerini...
Peker emretti: Hakim İnce'yi tatile gönderin
Peker emretti: Hakim İnce'yi tatile gönderin
Sedat Peker'in Balkan Kardeşler Davası'na bakan Hakim Nusret İnce'ye...
5 yıl sonra gelen ceza
5 yıl sonra gelen ceza
Marmara depreminde 195 kişinin hayatını kaybettiği 11 binanın...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.