Tarama sonrası tarih...
AB'nin 17 Aralık zirvesi yaklaştıkça Avrupa'dan gelen her haber ve yorum Ankara'da kaşların çatılmasına neden oluyor. Bu, yakın geçmişte müzakereye başladıkları herhangi bir ülkeye getirilmeyen kıstasların, Türkiye için uygulanmaya çalışılmasından kaynaklanıyor. Türkiye ile müzakerelerin gelecek yıl başlamasının yokuşa sürülmesine ilişkin son formül; topun yeniden AB Komisyonu'na atılması yönünde... Üzerinde tartışılan bu formüle göre sistem şöyle çalışacak: - 17 Aralık'ta AB Konseyi Türkiye ile müzakerelere başlanması kararı alacak, ancak tarih vermeyecek. - Bunun yerine, Türkiye'nin yaptığı reformların uygulanmasına yönelik, genelde 4- 6 ay arasında değişen tarama süreci sonrasında Komisyon'un müzakere tarihi ile ilgili bir tarih önerisinde bulunması istenecek. Oysa, AB'ye tam üyeliğine karar verilen ülkeler için böyle bir formül geliştirilmemişti. Konsey'in, müzakerelere başlanması için verdiği tarihte dahi, birçok ülkede tarama süreci de devam etmekteydi. Bir süredir Almanya'da bulunan ve önceki gün Türkiye'ye dönen ANAP Genel Başkanı Nesrin Nas'a da temasları sırasında üzerinde çalışılan bu formül aktarılmış. Nas, dünkü sohbetimizde söze şöyle başladı: "Türkiye ile müzakerelerin başlaması sorumluluğunu kimse üzerine almak istemiyor, topu üzerine atacak yerler aranıyor..." ANAP Genel Başkanı, Almanya, Fransa ve Avusturya'da hükümet ortağı olan partilerin milletvekilleri ve yetkilileriyle yaptığı görüşmede formül üzerinde ciddi anlamda durulduğunu söyledi.
Teknokrat lobisi Nas'a göre, özellikle Fransa, müzakerelerin başlamasına prensipte olumlu yaklaşırken, tarih konusunda iç politik durumu dolayısıyla çekingen yaklaşımını sürdürüyor. Dolayısıyla, müzakere tarihini kendisi ver mek yerine, bu konudaki sorumluluğu da teknokratların üzerine atarak kurtulmanın yolunu arıyor. Bu durumda, her ne kadar AB zirvesinden Türkiye ile müzakerelerin başlaması kararı çıkmış olsa bile, bunun hangi tarihte başlayacağı tam anlamıyla meçhul bir hal alacak. Tarama süreci diğer ülkelerde olduğu gibi 4 ile 6 ay içinde tamamlanmış olsa dahi, Komisyon'un tarih belirlemesi ve bunun tekrar AB Konseyi'nde onaylanması ancak gelecek yılın aralık ayındaki Zirve'de söz konusu olacak. Bu da Fransa'nın da öteden beri dile getirdiği, "Türkiye ile müzakereler 2006'da başlasın" önerisinin hayata geçirilmesi için zemin yaratacak. Daha da ilerisi, son beş yıldır olduğu gibi Türkiye yeniden AB teknokrat lobisi ile uğraşmak zorunda kalacak.
Baykal'ın kaygısı CHP lideri Deniz Baykal da AB ile müzakere süreci konusunda benzer kaygıları taşıyor. Baykal, dün Avrupa Birliği 31 başlık altında müzakereleri yürütürken, Türkiye için sayının daha da artabileceğine işaret etti. Önemli olanın "müzakere tarihinin bir an önce alınıp yola koyulmak" olduğunu, bu konuda kendilerinin de yoğun çaba içinde olduklarını belirterek şunları söyledi: "Sosyalist Enternasyonal, 14 Kasım'da Güney Afrika'da Johannesburg kentinde toplanacak. AB'deki sosyalist liderlerin hepsi oraya gelecek. Biz de orada gereken girişimleri yapacağız."
Kabul edilemez Müzakerelerin başlaması için tarihin Komisyon tarafından tayin edilmesine ilişkin bir formüle Ankara'nın tepkisi ise sert... AB Genel Sekreteri Murat Sungar, ortaya atılan formüle tepkisini şöyle dile getirdi: "Bu yeni bir şart ortaya konuyor demektir ki, böyle bir formül kabul edilemez. O zaman Komisyon, kriterlerde olmayan birçok şartı daha beraberinde getirirse ne olacak? Kesinlikle kabul edemeyiz..." Öyle gözüküyor ki, Almanya Dışişleri Bakanı Joschka Fischer'in önceki gün İstanbul'da Yeşiller'in Genel Kurulu'ndaki konuşmasında da vurguladığı gibi Türkiye'nin AB ile müzakere süreci ve tam üyeliği ile ilgili çok tartışma yaşanacak. Ancak, 10 yıl sonrasında müzakereler tamamlandığında bugün yapılan tartışmaların ne kadar komik kalacağı da görülecek.
|