|
|
Cevap bekleyen sorular
Dün SABAH'ın manşetinde yeralan, 'Etiler'de 10 trilyonluk peşkeş' haberini okudunuz. Son yıllarda şehrin merkezinde, kamuoyunun gözü önünde böyle şeyler olmaz diye düşünürdüm. Olayın içine girdikçe şaşkınlığım bir kat daha arttı. Bırakın ilçe belediyelerini Büyükşehir Belediyesi'nin bürokratlarının da içinde yer aldığı bu olay, yönetim açısından ciddi bir skandal. Olayla ilgili halkın tepkisi inanılmayacak boyutta. Yüzlerce e-mail, telefon aldım. Ancak hiçbir yöneticinin bu konuda kendiliğinden bir açıklama yapmamış olması doğrusu şaşırttı beni. Girmek için kapısını aşındırdığımız AB ülkelerinde benzer bir şey yaşansaydı ne olurdu? Almanya'da Türk Milletvekili Cem Özdemir olayını hatırlayın. Bir işadamından, düşük faizli kredi almak, ve Lufthansa'nın milletvekillerine bedava verdiği biletleri ailesine devretmekle suçlandı. Özdemir, bu suçlama karşısında istifa etmek zorunda kaldı. İşte girmek istediğimiz AB'den basit bir örnek. Peki bizde ne oldu? Etiler'deki arsa olayında adı geçen bürokratlardan Ahmet Hamdi Güner'le yaptığımız konuşmayı yayınladık. Tepkisindeki 'yavuz hırsız edası' olayın vehametini bir kez daha ortaya koydu. Kuşkusuz bu olay sadece Güner'le sınırlı değil. 'Rant' yaratma potansiyeli böylesine yüksek bir yerin el değiştirmesi tek başına başarılamaz. Gün boyu belediye yönetiminin bu konuda nasıl bir tavır takınacağını merakla bekledim. Uzun süre 'derin' bir sessizliğe burünen Büyükşehir Belediye koridorlarından nihayet akşama doğru ses geldi. Gelen tepki de tam bize özgüydü. Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş, Anadolu Ajansı'na yaptığı açıklamada aynen şöyle diyordu: "Geçmiş dönemde yapılan bir tasarruf. Gecekondu önleme bölgesinde imara açılan bir yer. Konuyu biliyorum. 15 gün önce danışmanım Ömer Türk'ün kooperaif yöneticileriyle arsanın iadesi konusunda görüşmesi oldu. Yürüyen bir kooperatif değil. Kendileri de 'İyi niyetle aldık, ama biz bu işi yürütemiyoruz' dediler. Arsayı iade etme eğilimindeler. Bir kaç gün içinde karar alacaklar. Arsayı iade edecekler. Basında çıkmasaydı da bu iade olacaktı." Başkanı Topbaş, "belediye görevlisinin kooperatif ortağı olması' hakkında ise şunları söyledi: "Bu ayrı bir konu ve değerlendireceğiz." Sayın Topbaş, bu açıklama bizi tatmin etmedi. İstanbul kamuoyu çok daha doyurucu ve net bir açıklama bekliyor. Örneğin bu arsayı kim neden bu kadar ucuza verdi? Şimdi bu konuyla ilgili asıl sorulması gereken sorulara geçiyorum: Adı geçen kooperatife kaç bürokratınız üye? Ahmet Hamdi Güner'i kim koruyor? Güner, bu görevde kaldığı dönemde kaç kez ve neden yurt dışına gitti? Genel Sekreter Yardımcısı Şaban Erden, Planlama ve İmar Daire Başkanı İrfan Uzun, Emlak İstimlak Genel Müdürü Mevlüt Karataş'ın bu olayda rolleri var mı? Ve son soru: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yatırım Planlama Müdürü olarak görev yapan Ahmet Hamdi Güner, çok mu başarılı ki Gaziantep gibi bir kente Genel Sekreter olarak gönderiliyor? Bu garip görevlendirmede kimin rolü var?
|