|
|
Eksikleri tamamlamak
Ramazan sadece oruç ve teravih ibadetlerini yerine getirme ayı değil, yardıma ihtiyacı olanları hatırlama ayıdır; sakatları, engellileri, yaşlıları, sokak çocuklarını....
Bir çocuğun tek hayali çok ünlü bir karateci olmaktı. Fakat ailesi buna izin vermezdi. Bir gün talihsiz bir kaza sonucu çocuk sol kolunu kaybetti. Ailesi çocuğun moralinin çok kötü olduğunu görünce ona bir karate hocası tuttu. Hoca ilk dersinde çocuğa karşısındakini sağ koluyla tutup üstünden savurmayı gösterdi. Hatta ikinci, üçüncü ve sonraki bütün derslerde hep aynı hareketi yapıyorlardı. Çocuk bir gün hocasına "hocam ben çok sıkıldım, artık başka hareketlere geçsek" dedi. Hoca ise bunu kabul etmeyerek dünyada bu işi en hızlı yapan kişi olmadıkça bitirmeyeceğini söyledi. Çocuk o kadar hızlanmıştı ki, hocasını bile göz açıp kapayıncaya kadar yerden yere vuruyordu. Bir gün hoca elinde bir kağıtla geldi, kağıtta çocuğun Gençler Karate Şampiyonası'na katılabileceği yazıyordu. Çocuk çok şaşırdı.
SOL KOLU TUTMAK Ertesi gün salonda ilk rakibinin karşısına çıkacakken heyecanla hocasına sordu, "Hocam bu iş nasıl olur? Ben sadece tek hareket biliyorum kesin kaybederim". Hocası ise "Sen sadece hareketi yap" cevabını verdi. Çocuk ringe çıktı ve hareketiyle rakibini eledi. Hatta, tek hareketle finale kadar çıktı. Finalde karşısında kendisinin iki katı birisi vardı. Önce çok korktu ama gene bildiği hareketi yaparak son rakibini de yendi ve şampiyon oldu. Sevinçle hocasının yanına koştu ve sordu "Hocam nasıl olur anlamıyorum, sadece bir hareket biliyorum, tek kolluyum ve şampiyon oldum". Hocası çocuğa baktı ve dedi ki, "Senin yaptığın hareket karatedeki en zor hareketlerden biridir. Ve bir tek savunması vardır o da, rakibin sol kolunu tutmak". Farkına varamadan günlerimizi eskitiyoruz. Kaderimizle birlikte yaşlanıyoruz. Hayatımızın sonunda varmayı ümit ettiğimiz yer, tüm ailemizin, dostlarımızın olacağı bir yer; cennet. Bu hedefe varmak zor olduğu kadar da çok kolay. Sadece insan olmanın farkına vararak bunu başarabiliriz. Eğer farkına varırsak bu muhteşem vücudun, karaciğerin, kalbin, gözlerin bir Yaratıcısı olduğunu anlayabiliriz. Bu da bizi O'na karşı sevgi ve saygı içinde olmaya götürür.
İMTİHAN İÇİN SINANMAK Fakat bazen sevgimizin anlaşılabilmesi için çeşitli zorluklarla sınanmamız gerekebilir. Kötü günler geçirebiliriz. Ağır hastalanabilir, kaza yapabilir, sevdiklerimizi kaybedebilir, işyerimiz batabilir, ihanete uğrayabiliriz. Ülkemizde milyonlarca bedensel engelliden biri olabiliriz. Eğer bu halimizdeyken bile şükredebiliyorsak, Yaratıcımıza teşekkür edebiliyorsak dostluk oldukça sağlam demektir. Tüm bu olumsuzlukları bile bir hayra dönüştürmemiz de bizim elimizde elbette ki. Bu iftarda sahip olduğumuz ellerimiz, gözlerimiz, sevdiklerimiz, işimiz, aşımız, aşkımız için bolca teşekkür edelim. Teşekkür etmek erdemliliğini yaşayalım. Çevremizdeki hasta ve sakatlara nasıl yardımımız dokunabilecekse onları gerçekleştirme peşinde koşalım. Unutmayalım ki; biz de bir gün sakat kalabiliriz, ama onlar hiçbir zaman kaybettiklerine yeniden sahip olamayacaklar. O zaman onlara 'sevgilere ve dostluklara sahip olma' fırsatı tanıyalım.
|