Yüzde 6.5 faiz dışı fazla ile 2008'e kadar yola devam
Daha önce faiz dışı fazla hedefinin düşürülmesi gerektiğini savunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, OECD toplantısında 2006 ve 2007 yıllarında da hedefin yüzde 6.5 civarında belirleneceğini açıkladı.
Başbakan Tayyip Erdoğan, Faiz Dışı Fazla'yı (FDF), 2005 için Gayri Safi Milli Hasıla'nın (GSMH) yüzde 6.5'i olarak belirlediklerini anımsatarak, 2006 ve 2007 yıllarında da FDF'nin bu civarlarda devam etmesi düşüncesinde olduklarını söyledi. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı'nın (OECD) Paris'teki binasında, OECD Türkiye Raporu'nun yayınlanması nedeniyle, Genel Sekreter Donald Johnston ile ortak basın toplantısı düzenleyen Başbakan, gazetecilerin OECD, Türkiye- AB ve diğer dış politika konularına ilişkin sorularını yanıtladı.
RAPOR IŞIK TUTACAK OECD'nin Türkiye raporuna ilişkin görüşlerini açıklayan Erdoğan, Türkiye'nin gerçekleştirdiği reformlarda, OECD'nin önemli katkıları olduğunu belirtti. Dünya ekonomisinin küreselleştiğini ve bu çerçevede dengelerin de değiştiğini kaydeden Başbakan, OECD'nin de bu değişimlere uyum göstermesini dilediğini ifade etti. OECD raporunun Türkiye'nin ekonomik alandaki başarısını ortaya koyduğuna işaret eden Erdoğan, "raporu önemsiyoruz'' derken, önemli tavsiyeler içeren raporun ileriki aşamalarda Türkiye'ye 'ışık tutacağını' söyledi.
ÜÇ YILLIK PROGRAM Erdoğan, "2006-2007 yıllarında faiz dışı fazla oranı ne olur" sorusu üzerine, "2004 yılında faiz dışı fazla yüzde 6.5 idi. 2005 yılında da yüzde 6.5 olarak tespit ettik. Bu şekilde yolumuza devam edeceğiz. 2006-2007 için şu anda (şu orandır) demem yanlış olur, yine de bu civarlarda bir oranda devam ettirme düşüncesindeyiz" yanıtını verdi. Türkiye son iki yıldır FDF'yi toplam kamuda GSMH'nın yüzde 6.5'i olarak hedefledi. IMF ile halen 2005-2007 yıllarını kapsayacak yeni stand-by düzenlemesi için görüşmeler sürüyor. IMF yüksek iç ve dış borç stokuna sahip Türkiye'nin borç ödeme yükümlüklerini yerine getirmesi açısından yüksek FDF'de sürekli ısrar ediyor.
2.5 MİLYAR $ BEKLENTİSİ Erdoğan, bir başka soruya karşılık, AB ile müzakere süreci başladıktan sonra, Türkiye'ye doğrudan yabancı sermaye girişinde artış olacağını ifade etti ve Ocak ayından bu yana Türkiye'ye 1.8 milyar dolarlık doğrudan yabancı sermaye girdiğini, yıl sonunda bu rakamın 2.5 milyar dolara ulaşacağı tahmin ettiklerini kaydetti. Basın toplantısında konuşan OECD Genel Sekreteri Donald Johnston da, müzakerelerin başlamasının, Türkiye'deki büyümeye katkıda bulunacağına inandığını bildirdi. Johnson, Erdoğan'ın başbakanlığında, Türkiye'nin ekonomik alanda çok önemli reformlar gerçekleştirdiğini belirtti. Ancak Johnston, işsizlik oranının yüksekliğinin reformlara verilen sosyal ve siyasi desteği olumsuz etkileme olasılığı nedeniyle istihdam piyasasının koşullarının iyileştirilmesinin aciliyet taşıdığına da dikkat çekti. Çalışma çağındaki nüfusun yüzde 46'sına denk gelen istihdam oranı OECD bölgesinde en düşük düzeyde kalırken, işgücü verimliliği ise şu anda OECD ortalamasının yaklaşık yüzde 35'ine karşılık geliyor.