|
|
İstanbul'dan yayılan sivil ses
Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Anavatan Partisi'ni kurarken simge olarak 'arı'yı seçti. Arının çalışkanlığıydı asıl seçilen. Anavatan Partisi de iktidarının ilk döneminde simgesine uygun çalıştı ve Türkiye'de ciddi bir 'zihniyet devrimi' yarattı. Sonra uzun süren bir çöküş süreci başladı. 3 Kasım 2004 seçimiyle de bu çöküş sessizliğe dönüştü. Anavatan Partisi ve simgesi 'arı' siyaseten Türkiye'de etkinliğini yitirse de o simgeyi kendisine isim yapan genç bir grup, ciddi bir sivil toplum gücü olarak etkinliğini sürdürüyor: 'Arı Hareketi'... Arı Hareketi'nin temeli 1994 yılında genç bir 'arı' olan Kemal Köprülü ve arkadaşları tarafından atıldı. Liberal düşünceleri, dünyaya açık oluşları, demokratikleşme talepleriyle kısa sürede siyaset dünyasının ilgi odağı oldular. Genç 'arı'lar bir süre ANAP'la yola devam etseler de bu uzun sürmedi ve 1997 yılından itibaren başlayan ayrışma 2000 yılında netleşti, Anavatan'la yolları ayrıldı. Bu arayış sürecinde de sessiz kalmadı 'genç arı'lar. Hedefleri, siyasal ve sosyal konularda fikir üreten, araştırma yapan, 15-25 yaş kuşağı gençleri kapsayan bir sivil toplum hareketi yaratmaktı. Bu doğrultuda önemli adımlar da atıldı. Kemal Köprülü ve arkadaşları zaman zaman politik gelişmelerin içinde adları geçse de hiçbir siyasi harekette yer almadılar. Arı Hareketi'nin dünü ve bugününü, hareketinin iki önemli ismi Kemal Köprülü ve Haluk Önen ile konuştuk. Haluk Önen'e yola çıkış felsefelerini sorduk. Önen, 'siyasette kan değişikliği' ihtiyacına dikkat çekti ve ekledi: "O günün Türkiyesi'nde siyasete yeni insanların girmesinin, uzman oldukları alanlarda görev yapmalarının bir başlangıç olduğuna inanılıyordu. Bu düşünceyle ANAP'la işbirliğine girdik. Ama kısa sürdü, yürümedi." Bu ikili ilişkinin nasıl sonuçlandığını Kemal Köprülü anlatıyor: "Problemin insandan kaynaklanmadığını, sistemde bir takım aksaklıklar olduğunu gördük. Türkiye'de katılımcı demokrasinin gelişmesi, hesap verme, şeffaflık gibi konularda parti içinde bir takım girişimlerde bulunduk. Pek takdir görmedi. Belli bir süreç başladı ve ANAP'tan koptuk." O kopuş, Arı Hareketi'ni bugün bulunduğu noktaya getiren önemli bir etkendi. Şimdi bir çok alanda önemli çalışmalara imza atıyorlar. AB-Türkiye ilişkilerinde bir sivil toplum örgütü olarak yürüttükleri çalışma gerçekten dikkate değer... Arı Hareketi, 'Yeni Toplumsal Anlayış' felsefesini genç kuşaklara ulaştırmak için de büyük çaba harcıyor. Haluk Önen bu çabayı şöyle anlatıyor : "Katılımcı demokrasinin oluşmasını istiyoruz. Bunu hem gençlik tabanında, hem de teorik anlamda yapıyoruz. Üniversitelerde konferanslar veriyoruz. Katılımcı demokrasiyi nasıl öğreneceklerini anlatmaya çalışıyoruz. İkinci misyonumuz, Türkiye'de toplum önderlerinin çıkmasını sağlamak." Kemal Köprülü ise 'Arı Hareketi'nin temel değerlerini şöyle sıralıyor: "Hukuk devleti, saydamlık, hesap verme sorumluluğu, etik değerler ile insan hakları ve sorumlulukları..."
|