|
|
Değişmeyen bir gelenek
Kafeler Viyanalılar için ikinci bir ev gibidir. Gazete okuyup "kendi kendileri ile kalarak" zaman geçirebilecekleri, bu arada da canları çekmiyorsa bir şeyler daha ısmarlamaya zorlanmayacakları bir yer. Mimar Adolf Loos'un karısı Elsie Altman-Loos'a göre Viyanalılar her zaman bir kafeye gitme havasındadır. Bu yüzden de her an sayısız neden bulabilecek yapıdalar.
Günün saati ve ruh haline göre tipik Viyanalı en sevdiği kafeye gidecek, gözde masasına oturacak; Türk kahvesi, cappucino, buzlu kahve, çay, sıcak çikolata ya da sıcak şarabını yudumlayacaktır. Mahalli Konditorei'nin ilk "mesaisi" saat 10'dadır. Müşteriler dakiktir. Bir mve bir croissant söylerler. 11:30 civarında "Gabelfrühstück" Viyanalıyı füme jambon ve bir kadeh şarap için yeniden favori mekanına sürüklerler. Saat bir civarı resmi "Mittagessen" zamanıdır. Ephraim Kishon'un Viyana'daki "resmi" zamanlama üzere şahane öyküleri vardır. Viyanalılar Biesl'e gider, bir çorba içer, ardından bir pasta ısmarlarlar. Ruhen ve kilo olarak ince olanları bir Apfelstrudel, kronik oburlar ise bir Wienerschnitzel isterler.
Dörtte çalışma gününün ardından tabii ki yine kahve: Bir m ya da schlagobers ile sıcak çikolata içilir. Astoria (kestaneli, kremalı kek), Metternich ya da Linzertorte eşliğinde. Akşam yemeği son kahveden kısa bir süre sonra başlar. Yemeğini kahvede yemeyenler konyaklı sert bir kahve olan Mokka için kahveye geri gelirler. Bu ritüele tam zamanında katılamazsanız, bilmeniz gerekir ki günün herhangi bir zamanı köpüklü kremalı bir tür siyah kahve olan EinSpanner ya da bir başka kremalı siyah kahve, Kapuziner içmek de bir Habsburg adetidir..
|