|
|
|
|
Köylü Dahi Ödüle Doymuyor
Ahmet Uluçay "Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak" adlı filmini anlattı.
*** Kentte yaşamak bana acı veriyor
Kütahya'nın bir köyünde yaşayan Ahmet Uluçay, 'Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak' isimli ilk filmi ile San Sebastian'da mansiyon aldı.
Dünyanın en prestijli film festivallerinden biri olan Uluslararası San Sabastian Film Festivali 52. kez düzenlendi ve Ahmet Uluçay isimli bir Türk yönetmen bu festivalde önemli bir ödül aldı. Uluçay, "Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak" filmiyle "Yeni Yönetmenler" kategorisinde verilen ve en iyi ikinci ödül olan "mansiyon"a layık görüldü. Türk yönetmenlerin uluslararası festivallerdeki başarılarına alıştık. Ancak Ahmet Uluçay'ı onlardan ayıran çok önemli bir özellik bulunuyor. Kütahya Tavşanlı'nın Tepecik köyünde doğan ve 50 yıllık hayatı boyuca sadece kısa sürelerle köyü dışına çıkan yönetmen Ahmet Uluçay kısıtlı imkanlarıyla sinema yapmaya çalışan sıra dışı bir öyküye sahip. Ne sinema eğitimi alan ne de sinema için köyünden ayrılmayı düşünen Uluçay, köydeki imkanlarla sinema yapılabileceğini kanıtladı tüm dünyaya... Tepecik köyünde hayatını kooperatif işçiliği yaparak kazanan Ahmet Uluçay, ilk kez 12 yaşında Metin Erksan'ın "Kuyu" filmini gördükten sonra yönetmen olmaya karar vermiş. Bu tarihten sonra kafasında sürekli film projeleri olduğu halde bir süre TIR şoförlüğü, tavukçuluk ve benzeri işler yapmak zorunda kalmış. Bu dönemleri için "Hayata karşı uyumsuzdum" diyen başarılı yönetmen "İnsanın kafasında sürekli filmler dönüp dururken bir insanı TIR'ın şoför koltuğuna oturtursan olacağı budur" diyor. Hemen arkasından da ekliyor: "Neyse ki Allah yardım etti ve ben hepsinde iflas ettim!" 1993 yılına kadar sadece hayal kurmakla yetinen Uluçay, bu tarihte hayatı boyunca hayalini kurduğu "Optik Düşler" isimli ilk kısa filmini çekiyor. Bu kısa filmin konusu daha sonra "Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak" isimli ilk uzun metrajlı filminin de konusu. İlk kısa metrajlı filmi Eskişehir Üniversitesi Sinema ve Televizyon Bölümü öğretim üyelerinden olumlu tepki alınca film festivallerine katılmaya başlamış. Yaklaşık 11 tane kısa metrajlı film çeviren ve bu filmler ile yurtiçi ve yurtdışında 30'dan fazla ödüle layık görülen Uluçay, en son Almanya'dan ödül aldığını internetteki bir siteden öğrendiğini söylüyor. "Benim derdim sadece iyi sinema yapmak" diyen Uluçay, ilk uzun metrajlı filmi için Nuri Bilge Ceylan'a da danışmış. Ceylan'ın kendisine çok yardımcı olduğunu söyleyen Uluçay "Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak" filmi için "Neredesin Firuze", "Tabutta Rövaşata" gibi filmlerin yapımcılığın da üstlenen İFR (İstisnai Filmler ve Reklamlar) ile anlaşmış. Film, diğer kısa metrajlı filmlerinde olduğu gibi kendi hayatından kareler taşıyor. Film, köyde yaşayan 14-15 yaşlarında sinema aşığı iki çocuğun film projeksiyon makinası yapmaya çalışmasını ve bunun etrafında dönen olayları anlatıyor. Üniversiteyi yeni bitiren oğlu İdris Uluçay da senaryo yazım aşaması ve kastta Ahmet Uluçay'a yardımcı olmuş. Filmin başrol dahil tüm oyuncuları Uluçay'ın yakın akrabalarından oluşuyor. İstanbul'da İstiklal Caddesi üzerindeki bir apart otelin en üst katında kaldığı odada görüştüğümüz Uluçay, köyünü ve köy yaşantısını çok sevdiğini ve kentte yaşamanın kendisine acı verdiğini söylüyor: "Eskilerin sıla özlemi dediği bu duygu insanı öldürebilir biliyor musunuz? Örneğin benim bu yüzden ölmem için bir yıl yeterli bir süre." Birkaç aydır köyünden ayrı kalan Uluçay'ın köy özlemini gözlerinden okumak mümkün. İspanya'da yapılan San Sebastian Film Festivali'ne filmini gönderdiği halde kendisi katılmak istemeyen Uluçay, "İstanbul'da sinema yapmak gibi bir endişe taşımıyorum. Şehirde yaşasaydım belki de sinemam bu kadar dış etkilerden korunmuş, bu kadar kendine has olmazdı. Filmdeki çocuklar da sinemayı kentli olmanın bir basamağı olarak görüyorlar ancak kısa süre sonra bundan vazgeçiyorlar. Tıpkı benim gibi. Bizim ev oğlum İdris'in tabiriyle minik bir üniversite gibidir. Evin duvarlarını kitaplar süsler. Aile toplantılarında Fransız sineması ya da Rus edebiyatı konuşuruz" diyor. Etkiden uzak bir sinema yapan Uluçay'a filmlerinin İran sineması ile benzerlik gösterdiği söylenmiş. "O zaman ne demek istediklerini anlamadım. Köyde çok fazla film seyretme olasılığına sahip değiliz. Şimdi birkaç film seyrettikten sonra daha iyi anladım ne demek istediklerini. Sağolsun İstanbul'daki dostların gönderdiği kitap ve CD'lerle besleniyoruz" diyor.
SIRADA BEYOĞLU BERDUŞU VAR Uluçay'a San Sebastian'da ödül kazandıran filminin dünya prömiyeri Toronto'da yapılmış. Burada büyük beğeni toplayan film San Sebastian da dahil olmak üzere 40'a yakın uluslar arası festivalden davet almış. Şimdilik Avusturya, Kanada ve Yunanistan gibi ülkelerde belli başlı uluslararası festivallere katılacağı kesin. Üniversite bitiren, doktora yapan hatta hayatını bu işe adasa da ömrü boyunca bu tarz bir ödül alamayan sayısız yönetmeni hatırlatıp bundan sonraki hedeflerini soruyoruz: "Köyüme dönüp adam gibi sinema yapacağım" diyor. Köye döner dönmez çalışmalarına başlamak istediği bir iki projesi bulunuyor. Bunlardan bir tanesi yine kendi hayatını anlatan ve babasının onun sinema tutkusu karşısında yaşadıklarını özetleyen "Beyoğlu Berduşu" isimli senaryo. Filmde oğluyla birlikte oynayacaklar. "Dünyaya göstermek istediğim iki film projem var. Muhtemelen isimleri 'Bozkırda Deniz Kabuğu' ve 'Kuzey Masalı' olacak ve çobanların hayatlarını anlatacak" diyen Uluçay'- ın Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak isimli ödüllü filmi aralık ayında vizyona girecek.
Aynur Erdem
|
|
|
|
|
|
|
|
|