|
|
|
|
Önlem alınmazsa kalp damarlarımız tıkanacak
Uluslararası su olarak kullanılan Boğazlar'dan geçen tehlikeli maddelerin toplam miktarı her geçen yıl biraz daha artıyor. Yapılması gereken ilk iş güvenliğin tek otoritede toplanması
İstanbul ve Çanakkale Boğazları, güvenlik açısından her geçen yıl biraz daha riskli hale geliyor. Boğazlar'dan 2003 yılında geçen tehlikeli madde miktarı 134 milyon ton iken, 2004 yılının sonunda bu rakamın 160 milyon tonu bulacağı tahmin ediliyor. Yetkililer, tehlikenin en aza indirilmesi için gemilerin Boğazlar'dan geçişini sağlayan kılavuz, VTS (Vessel Traffic Systems - Gemi Trafik Hizmetleri) ve römorkörlerin koordinasyonunun ortak bir otoriteyle sağlanması gerektiğini söylüyor. Kafkas ve Hazar petrollerinin dünyaya en kısa ve en ucuz yoldan dağıtımı için ideal bir tercih olarak görülen Boğazlar'dan geçiş yapan tehlikeli madde miktarı 2000 yılında 91 milyon tondu; bu yılın sonu için öngörülen miktar ölçü alındığında karşımıza dört yıl için 70 milyon tonluk bir artış çıkıyor. Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürü Barış Tozar, bu rakamla Türkiye'nin kalp damarları olan Boğazlar'ın tıkandığını belirterek artık ameliyat masasına yatırılması gerektiğini söylüyor. Tozar'ın dile getirdiği sorunları, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül geçtiğimiz Temmuz ayında Türkiye'ye gelen Avrupa Birliği Ulaşım ve Enerji Komisyonu Başkan Yardımcısı Loyola de Palacio'ya iletmişti. Gül, Boğazlar'dan geçecek tanker sayısında ciddi bir artış olacağından duyduğu endişeleri belirterek, Ukrayna'da başlayan ve Avrupa yönlü çalışması planlanan enerji hatlarının güzergahının Karadeniz'e çevrilmesi konusunda AB'den destek istemişti.
GÜVENLİK İÇİN TEK OTORİTE Bundan tam 68 yıl önce imzalanan Montrö Sözleşmesi ile uluslararası su haline gelen Boğazlar, bugün 7 dakikada bir gemi ve 55 dakikada bir tehlikeli madde yüklü tankerin geçişine sahne oluyor. Barış Tozar, Boğazlar'dan 10 gemi geçerken yüzde 40 olan riskin, 11'inci gemiyle yüzde 90'a çıktığını söylüyor. 12 milyon kişinin yaşadığı İstanbul'da bir tankerin kaza yaptığını düşünmek bile istemediğini söyleyen Tozar, "Petrol yüklü bir tanker bir magma gibidir... Su üzerinde giden ve dokunduğu her yeri yakıp yıkan bir magma. Bunu dünyadaki hangi itfaiye söndürebilir?" diyor ve güvenlikle ilgili şu noktalara dikat çekiyor: "Bu kadar yük kaldıran Boğazlar'ın güvenliği kılavuz, VTS (Vessel Traffic Systems - Gemi Trafik Hizmetleri) ve römorkörcülük ile sağlanıyor. Kılavuz ve römorkörcülük şu an Türkiye Denizcilik İşletmesi'ne bağlı yürütülüyor. Sadece VTS, Kıyı Emniyeti çatısı altında. Boğazlar'- da sağlanan güvenlikten kaynaklanan riskin yüzde 1'lere düşürülmesi için dünyada yapılan istatistikler; kılavuz, VTS ve römorkörcülüğün beraber çalışmak zorunda olduğunu ortaya koyuyor. Gemi tarafından bu üç hizmet birden alındığı zaman risk yüzde 1'e düşüyor. Böyle tehlikeli bir su yolunda VTS yoksa, kılavuz ve römorkör almıyorsan riskin yüzde 100'dür." Bu üç unsurun bir çatı altında toplanması gerektiğinin altını çizen Tozar son olarak şu mesajı iletiyor: "Otoriteler birbiriyle yarışmaya girmemeli. Bundan zarar gören Boğazlar ve Türkiye'dir."
Boğazlar'dan geçen gemi ve tankerlerin yıllara göre dağılımı YIL TEHLİKELİ MADDE TANKER ADEDİ 2000 91 milyon ton 6 bin 93 2001 100 milyon ton 6 bin 516 2002 122 milyon ton 7 bin 427 2003 134 milyon ton 8 bin 97 2004 160 milyon ton 9 bin 300
İnci Döndaş HABER MERKEZİ
|
|
|
|
|
|
|
|
|