|
|
|
|
Kaliforniya'nın gülü: Pirinç
Pilavı, dolması, çorbası ile sofralarımızın baştacı olan pirinç, Kaliforniya'nın bereketli topraklarından adeta fışkırıyor. Amerikan pirinci namıyla da anılan bu 'denizaşırı lezzet' dünyayı doyurmayı hedefliyor.
Pilavsız sofraya oturmayan bir millet olarak pirincin kıymetini çok iyi biliriz... Peki, dolmada, çorbada ve de zeytinyağlılarda çeşni niyetine kullandığımız pirincin, soframıza ulaşana kadar hangi aşamalardan geçtiğini, nasıl emek verildiğini ve de nasıl özen gösterildiğini biliyor muyuz? Bu soruya 'Evet' cevabını verenleri kutluyor ve bu yazıyı 'Hayır' diyenlere armağan ediyorum... Geçtiğimiz haftalarda Amerikan Pirinç Federasyonu'nun (ABD Rice Federation) organize ettiği bir gezi sayesinde, pirince yapılan yatırımlara ve gösterilen azami özene yerinde tanık oldum. ABD'nin bereketli toprakları Kaliforniya'da başlayan pirinç serüvenindeki ilk durağımız, 25 bin çiftçinin biraraya gelerek oluşturduğu Federasyon'un değerli üyesi Michael Rue'nın Sacramento'daki tarlalarıydı.
SAKIN YIKAMAYIN Rice Federation'un Avrupa Temsilcisi Hartwig Schmidt, Promedia'nın sahibi Funda Yacoub ve çok değerli 3 basın mensubu arkadaşımla evlerine konuk olduğumuz Michael ve Patricia Rue sayesinde, Kaliforniya pirinciyle (Calrose) yapılan çok değişik yemeklerin tadına vardık. Bu arada, Amerikan pirincini diğerlerinden ayıran özellikler hakkında da bilgi sahibi olduk. Çelik kavanozlarda saklandığı taktirde 3 yıl bozulmadan durabilen bu pirincin en büyük özelliklerinden biri pişirilmeden önce 'yıkanmasına' gerek duyulmamasıymış! Pirinci, pilav pişirmeden saatler önce sıcak suyla ıslatmaya alıştığımız için 'Calrose'un bu yönü zaman tasarrufu açısından son derece cazip geldi... İçindeki demir, tiamin, folik asit ve niovin değerlerini koruması açısından da son derece sağlıklı. Çalışan kadınların imdadına yetişecek yıkamadan pişirme özelliği ile dikkat çeken Kaliforniya pirinci, ülkemizde de marketlerde 'Calrose' logolu paketlerde satılıyor.
UZAY ÜSSÜ GİBİYDİ Michael Rue'nun uçsuz bucaksız olarak tanımlanabilecek pirinç tarlalarında, son derece gelişmiş bir biçer döverle yapılan hasata tanık olduktan sonraki durağımız ise Pirinç Çiftçileri Kooperatifi'nin çeltik fabrikası oldu. Lezzetli yemekler için denizaşırı bir alternatif olan 'Calrose'u gönül rahatlığıyla tüketebileceğimize, işte bu fabrikada ikna oldum. El değmeyen makinalarda nem oranı, cinsi ve hasarlı olup olmadığı kontrol edilerek çeltik fabrikasına alınan pirinçler, son derece gelişmiş makineler eşliğinde ayıklanıp, temizlenerek paketlerine yerleştiriliyor. Fabrikanın kumanda merkezi ise uzay üssü havasındaydı! Cosmopolitan'dan Banu Göçmen, Elle'den Esra Aysan ve Lezzet dergisinden Berna Özben'le birlikte birbirinden lezzetli pirinç yemeklerini yiyerek, birkaç kilo aldığımız gezide, USA Rice Federation'un yöneticilerini de tanıma fırsatı bulduk.
ÖYLE BESLEYİCİ Kİ! California Rice Commusion'un CEO'su Tim Johnson ve Uluslararası Promosyon Müdürü Laura Murphy, pirinçle ilgili engin bilgi sahibi olmamızı sağlayan isimler arasında önemli bir yer tuttu. Antarktika hariç her kıtada yetişebilen pirincin sodyum ve kolesterol içermediğini, ABD'de 300 yıldan beri pirinç üretilip, ihraç edildiğini onlardan öğrendik. Bira, dondurulmuş gıda, kahvaltılık gevrek ve bebek maması yapımında da kullanılan pirincin ne kadar besleyici olduğuna ise, kısa sürede alınan kilolarla bizzat tanık olduk!!
VER ELİNİ LOUISIANA Özellikle, dünyanın en güzel şaraplarının üretildiği Nappa Vadisi'ndeki Culinary Enstitü'de 7 ana mönüden oluşan öğlen yemeği, vicdan azabı çektiriciydi. Bir haftalık keyifli yolculuğumuzun son durağı ise Louisiana'ydı. Güneye özgü baharatların, bol acının ve deniz ürünleriyle pirincin nefis karışımını yansıtan 'Cajun Mutfağı'nın hakim olduğu bu bölgede de tarlalardan pirinç fışkırıyordu. Misafirperver Mary ve Randy çiftinin rehberliğinde bol cazlı New Orleans akşamlarının da tadına baktığımız geziden dönerken damağımızda kalan güzel lezzetse, tabii ki Kaliforniya pirincine ve onunla yapılan yemeklere aitti...
SEMA KUMBARACI GÜNAYDIN
|
|
|
|
|
|
|
|
|