| |
|
|
Mehter takımı
İlerleme raporunun fena çıkmaması üzerine sürüyle yorum yapıldı, yapılıyor. Ancak "40 yıldır Avrupa'nın bir parçası olmak için uğraşıyoruz" türü laflar ediliyor ki... Tamamen palavra! 1960 ve 70'lerdeki hâkim görüş neydi? Hatırlayalım: O vakitler AB'nin adı 'Ortak Pazar'dı ve her yerde "Onlar ortak, biz pazar" esprisi yapılırdı! Mesela şu anda önümde Bedri Koraman'ın 'Siyaset Arenası' adlı kitabı durmakta. Koraman'ın siyasi karikatürlerini bir araya getiren bu kitap, 1960'lardan 90'lara ülkedeki havanın karikatürcünün zihnine nasıl yansıdığını gösteriyor. Bedri abi, 16 Eylül 1969'da şöyle bir karikatür çizmiş: Ceketinde 'Ortak Pazar' yazan, dev gibi bir adam, pis pis sırıtarak, 'cüce' Türkiye'nin cebine elini sokmuş, parasını alıyor. Küçük Türkiye ise bir türlü onun cebine ulaşamıyor. Halbuki ilişkinin neredeyse tam tersi olduğunu biliyoruz. AB bürokrasisi bugün kara kara düşünüyor: "Türkiye uyum sürecinde AB'nin milyarlarca eurosunu yutacak. Bunu nasıl karşılayacağız?" Karikatürlerle devam edelim... Tarih 3 Temmuz 1986. Turgut Özal, terzi olmuş, Türkiye kumaşı ile Avrupa kumaşını dikip birleştirmeye çalışıyor. Bu arada Avrupa'yı temsil eden bir adam, "Dikiş tutturdun usta!" demekte. 19 Nisan 1987'de elinde kılıç kalkan, yeniçeri kıyafetindeki Turgut Özal, Avrupa labirentine dalmakta... Aynı yılın 25 Haziran'ında yayınlanan bir başka karikatürde Özal'ın, Avrupa'dan gelen Haçlı ordularına karşı tek başına kaldığını görüyoruz. Velhasıl Türkiye'deki siyasi hava AB konusunda defalarca değişti. Kesinlikle düz bir çizgi izlemedi. Bundan sonra da izlemeyecek. Kimse kendini kandırmasın.
|