| |
Düşünce raşitizmi
Yapılmış bir araştırmayı, (tabii ki yapılmış olacak, yapılmamış olsaydı, ortada araştırma falan olmayacaktı) referans gazetelerimizden birinin manşetinde görünce, üzerinde birkaç satır oynatmaktan kendimi alamadım. Halkımıza, zina yapan kişilere neyi reva görürsünüz, diye sormuşlar. Yarıya yakın insanımız (şükürler olsun ki hala böyle düşünen insanlarımız var) zinaya ceza verilmesi gerekmez, yalnızca boşanma sebebi sayılsa yeter, demişler. Yüzde 15'i, hapis cezasını öngörmüş, yüzde 15'i ise, başka bir ceza verilebilir, demiş... başka bir cezadan kasıtları nedir sorulmamış... Dayak mı, tek ayak üstünde birkaç gün bekletmek mi, aç bırakmak mı, cinsel mekanizmaya emniyet kemeri takmak mı? Ben, sevgili halkımızın hukuk bilincini eleştirecek değilim. Maksadım başka... Mesela, soru sorulan yurttaşların yüzde 7'si de, zina yaparken yakalan insanın idam edilmesi gerektiğini düşünüyormuş!.. Düşünce özgürlüğü var, böyle de düşünülebilir. Fakat kafayı taktığım yer, halkımızın önerilerini bir türlü somutlaştıramamış olması... Türkiye'de bir somutlaştırma eksikliği var. Tıpkı raşitizme sebep olan vitamin eksikliği gibi... Bu yüzden ortaya bir düşünce raşitizmi çıkıyor. Kendisine soru sorulan bir insan, önceden düşünmüş olmadı değil midir, tamam ben zina yapan bir kimsenin idam edilmesini talep ediyorum ama nasıl idam edilecek? Kurşuna mı dizilecek, iple Taksim'de herkesin gözü önünde mi asılacak? Boynuna yazı yazılacak mı, yazılacaksa ne yazılacak? Boğularak mı idam edilecek, yoksa yüksek bir yerden aşağıya atlaması mı talep edilecek? Bunlar önemli konular çünkü bu düşünce raşitizmi, bütün dandik anketlerde karşımıza çıkıp sinirlerimizi harap etmekle kalmıyor, sadece köşe yazarlarının değil, memleketteki bütün yetişkinlerin kendini Başbakan veya Genelkurmay Başkanı hissetmesi şeklinde de tebarüz ediyor. Bunun bir de ne kötülüğü var onu da söyleyim: Basını, anket bağımlısı haline getiriyor. Bir ara kafayı iyice saptırmıştık, siyasi anketler yayınlıyor, üzerine iddialara tutuşuyorduk. Şöyle anlatayım: Yurttaşa gidilmiş, anket yapılmış, topu topu bir soru sorulmuş... Bir bakıyorsunuz, yüzde 10'luk dilimin fikri yok! Aslında bunlar çarıklı erkanıharp!.. Fikri var ama söylemiyor. Ne olur ne olmaz diye... Peki o halde, niye biz ikide bir fikri olmayanların fikrine başvuruyoruz. Nedir bu soruşturma bağımlığı Bu iş en doğrusu olsaydı, ülkeleri referandum ile yönetmek gerekmez miydi Somut olarak düşünün. Atılacak her adımda, iktidar bir referandum yapıp, çıkan sonuca göre politik karar verseydi, vaziyet ne olurdu Bana kalırsa, yurttaşa hiç önem verilmeyerek atılan adımlar ne kadar zarar veriyorsa, sürekli danışılarak verilecek kararlar da o kadar zarar verirdi.
|