|
|
|
|
|
|
Atı ve o keçileri çok özleyeceğim
Ünlüler Çiftliği Yarışması'ndan ikinci elenen isim oldu sosyetik güzel Yasemin Kozanoğlu... Sevgilisi Aly ve annesinin özlemine dayanamadığını her fırsatta dile getiren Kozanoğlu, evde kimi özleyeceği sorusuna ise şöyle cevap verdi: Hayvanları çok özleyeceğim....
Özel hayatında skandallar ve dedikodular eksik olmayan sosyetik güzel Yasemin Kozanoğlu, uzun süren sessizliğini 'Ünlülerin Çiftliği'ne katılarak bozmuştu. Annesiyle yalıda oturan ve zenginlik içinde büyüyen Kozanoğlu'nun çiftlikteki zor yaşama ayak uyduramayacağı düşünülse de sosyetik güzelin alışma süreci bir hafta sürdü. Sonra çiftlikteki hayvanlarla haşır neşir olan ve sadece diğer ünlülerle sıkıntı yaşayan Kozanoğlu, bulaşık ve çamaşır yıkamasıyla, yer süpürüp toz almasıyla herkesi şaşırttı. Elenen ikinci isim olan Kozanoğlu, iki hafta süren bu macerasını asla unutamayacağını söylerken, şöyle konuştu: "Çiftlik evinden sadece keçileri ve atları özleyeceğim."
* Elendikten sonra ilk ne yaptınız? İlk olarak cep telefonuna sarılıp, annemi aradım; "Aly nerede?" diye sordum. Aly'nin stüdyoda olduğunu ve eve geldiğini söyledi. Telefonu kapattıktan sonra beni eve bırakan şoförle sohbet etmeye başladım.
ORADA HİÇ STRES YOK * O hayatın size göre olmadığını düşündünüz mü? Tam aksine... Arabada giderken o hayatın bana göre olduğunu düşündüm. Orada çok kalmak istiyordum. Çünkü o ortam çok bambaşkaydı. Hiç stres yok. Düşünsenize hiçbir şeyi sorun etmiyorsunuz, düşünmüyorsunuz. Tek düşündüğüm; keçi sağmak, evişlerini yapmak... Çok garip bir şey; ilk beş gün hiçbir şey anlamıyorsun. Burada ağaçlar var, yeşillik var. Ama alıştıktan sonra olay bir anda değişiyor. Öyle alıştım ki, Aly'e ağlamaya başladım, "Ben atları, keçileri özledim" diye. Onlarla müthiş bir iletişim kurdum. Keçiler de beni tanıyor. Atla ilk ilgilenmeye başladığımda o benimle hiç ilgilenmedi, hatta bir keresinde beni bacağımdan ısırdı. Ama sonra alıştı, sözümü dinledi.
* Sadece keçiler ve at için mi üzüldünüz? İnsanlar bir şey ifade etmiyor mu? Maalesef oraya ünlü insanlarla gittim. Hakan Ural'ın dediği gibi 'kamerayı görür görmez hemen önüne atladılar.' Bir kümes yapılıyor hepsi orada, bir keçi sağılıyor hepsi orada. Ben bunu yapmak istemedim. Kitap okuduğum için bana "Çalışmıyor" dediler. Ama aramızdaki fark, ben o anda kamera önünde olmak istemiyordum. Kameralar beni çeksin diye düşünmüyordum, başka hisler daha ağır basıyordu.
* İlk günler onlarla aynı evde olmak istemediğinizi mi hissettiniz? İnsanlar bizlere maalesef hep yukardaymışız gibi bakıyor ama bu işin tam tersi. O yukarıda olan insanların, yani ismi cismi olan ünlülerin de hakikaten yardıma ihtiyaçları var. Psikolojik yardım almalılar. Evet ünlü olmuşlar, paraları, şöhretleri var ama mutlu değiller. Sürekli ünlü olmayı devam ettirmek zorundalar. Bir şekilde bulundukları yeri korumak durumunda hissediyorlar. Dolayısıyla hiçbir şey doğal olmuyor.
* Canlı yayında gözyaşlarınızı tutamayıp, ağlamanızın sebebi neydi? Onlara, "Beni seçin" demiştim ama sonra bu fikrimden vazgeçtiğimi söyledim. Fakat bu onlara bir fırsat verdi. Yedi kişi beni seçince bir anda ağlamaya başladım. İnsanların doğal olmadığını ve bana yalan söyleyişini gördüm. Annem ve Aly'i özlediğimi fark ettim. Bir tek o zaman ağladım. Doğal olmayan o ortamdan ayrılmak istedim.
BANA SABRI ÖĞRETTİLER * En çok ne yemeyi, ne yapmayı özlediniz ve neye tahammül edemediniz? En çok kola içmeyi özledim. Dört kilo verdim. Şu anda gerçek bir model standartındayım. Evet hayatım boyunca yediğim önümde, yemediğim arkamdaydı. Ama benim için en zor şey iş yapmak değildi, insanlarla anlaşabilmekti. O da çok iyiydi, bana sabrı öğrettiler.
* Harun Kolçak sizin çok yemek tükettiğinizden yakındı... Harun Kolçak bana yemek yedirtmedi. Bu davranışını anlayamadım. Orada yemeğimiz bitse, tabii ki bize yeniden yemek getirecekler ama o kendi acıkma hislerine göre hareket ediyordu. Kendi aç olduğu her zaman yemek yapıp, ben yemek almak isteyince elime vuruyordu. Ne olursa olsun bir insan yemek isteyince o insanın eline vurulmaz. Harun Kolçak çok dalavereci, çok düzen peşinde bir insan. Elimi tutuyor, dudağımdan öpmeye çalışıyor ve öpüyor. Bunları kamera açıkken yapıyor. Tabii ki bunu onu yargılamak için söylemiyorum. Çünkü ben onu tanımıyorum; tanımak da istemiyorum.
HİÇBİRİYLE GÖRÜŞMEM * Seren Serengil ile aranız nasıldı? Seren'le çok iyiydim ama kimseye güvenmiyorum. Açıkçası o insanların hiçbirine güvenmiyorum. Seren bana canlı yayında demediğini bırakmadı.
* Sizi niye sevmiyorlardı? Ben onlar gibi değildim. "Yasemin dağınık" diyorlar ama o evdekilerin hepsi dağınık. Belki de onlara antipatik geldim.
* O evde dışarıda kiminle görüşüp, dost olabileceğinizi düşünüyorsunuz? Hiçbiriyle görüşmem. Ama hiçbirinden nefret etmiyorum. Hepsinin bir şahsiyeti olduğunu düşünüyorum. Onları yargılamaya hakkım yok. Onların problemleri olabilir.
GÜLŞEN YÜKSEL Magazin
|
|
|
|
|
|
|
|
|