|
|
Giderayak yaz aşkımız kabardı!
Vllahi hepimiz süperiz. O ne cumartesiydi yahu? Ağustosun göbeğinde bile böylesine yaz yaptık mı? Yani derece bakımından değil, görüntü bakımdan. Herkeste bir telaş, amanın yaz elden gitti gidecek hesabı. Bağdat Caddesi, İstiklal'i, Nişantaşı'sı döküldük yollara. Şimdi sıcağın son demleri ya, cıvığını çıkartmazsam gözüme uyku girmez. Sen koca sezon en renklisinden, tirilinden neyin varsa yüzüne bile bakma. Aynı beş tişört üç kot arası mekik doku. Ayağına beş milyonluk T-Box şıpıdık terliklerden başka şey takma. Son dakikada giyinip kuşanasın tutsun. Beyaz pantolonumu, siyah atletimi çektim. Bastım kıpkırmızısından rujumu. Saçlar arkaya ıslak jöleli. Bütün sezonun en yaz halindeydim. "İlle de çıkalım, bak haftaya arasan bulamazsın bu havayı aşkııım" diyerek bir eda, bir çalım sevgilimle buluştum. Kendi çapımda öyle havalıyım ki, Hülya Avşar halt etsin. "En güzel benim, en havalı benim, en kırmızı dudaklar benim, sen de kimsin?" şeklinde salınmaktayım. Da... İki gözüm, kalbimin Fatih Sultan Mehmet'i yıktı beni. Beyaz pantolonuma bakarak "Plaj pantolonu mu bu ha?" demez mi "Ha ha ha aş-kım (hani öleceksen an bu an tonunda)..." Otuz saniye sonra yine kaşındım, "Aşkım, kırmızı rujsuz yaz bir hiçtir, bak sonunda süründüm nasılım?" Aşkım deyip bağrına basmayacakmışsın meğer "Hiiihh!!!" çığlığı atmaz mı. Duyan da makyajımı Seren Serengil yaptı sanacak. "Ne var yaa kırmızı aşkım, ruj aşkım..." "Yani şimdi Beyoğlu'nda bu dudaklarla mı yürüyeceksin Ayşe! On metreden bağırıyor." "Şu cevapla bana kal geldi, dondum yıkıldım yani." Gel de anlat abiye. Niye süsleniriz ki zaten. Kendimiz için mi? Belki. Esas dikkat çekmek, beğenilmek için. Çok şükür İstiklal'e vardık da rahat ettim. Ablalar, çıtırlar minileri, atletleri çekmişler. O da yetmemiş, herkes rengarenk maşallah. Ayaklarda terlikler- sandaletler. Şıkır şıkır boncuklu takılar. Beline hırka bağlayan bile yok. Abiler, yakışıklı kardeşler de başka alem. Uzun paçalı şortlar, üstü üste tişörtler. Sevgililer, grup halinde takılanlar, Yunan ve İspanyol turistler, şaşkın şaşkın bakınanlar, köşe başlarında gitarlarıyla müzik yapanlar... Bir kalabalık bir kalabalık sormayın. Hani yaşarken kıymet bilinmezmiş ya. Ha işte sanki bu sefer gitmeden ucundan yakaladık yazı. Yapamadığımız her şeyi tek güne sığdırdık. Biraz turladıktan sonra bir teras barına girdik. İğne atsan düşmez misali. Kapılarda yığılmalar. Bizim buralarda dans mans, aşırı hareketler hoş görülmez. De... Bu gece başka. Herkes eğleniyor, herkes içiyor, herkes dans edip, şarkı söylüyor. Ve gecenin şarkısı Candan Erçetin - Ceza düeti: "Bu Şehir" Hani hip hop sevenler kaçırmasın, hatta sevmeyenler de. Özellikle yağmurlar gelmeden açık havada ya da arabada sesini köküne kadar açarak dinlemelisiniz. Süper!
|