|
|
|
|
|
|
Aynada ciddi bir altyapı görüyorum
Önce Asmalı Konak'ın Seymen Ağa'sı, şimdi de Haziran Gecesi'nin deli dolu Baran'ı... Milyonların gönlünde taht kuran Özcan Deniz; samimiliği, içtenliği, mütevazılığı, iyi bir yorumcu ve iyi bir oyuncu olmasıyla dikkatleri üzerine çekiyor. Kült olma yolundaki dizilerin vazgeçilmez oyuncusu haline gelen Deniz, CosmoGirl'ün yorumuyla; içinde bulunduğu camiada parmakla gösterilebilecek gerçek bir adam...
Son zamanlarda karşımızda farklı bir Özcan görüyoruz. Entellik ve metroseksüellik gibi... Bunlar daima içinde var mıydı, yoksa arayı mı kapatmaya çalışıyorsun? Arayı kapatmaya çalıştığım tek şey; insanlarla olan mesafem. Başka herhangi bir şeyle aramda mesafe olduğunu düşünmüyorum. Ve altını da kalın kalın çiziyorum: Bu bir değişim değil, gelişimdir.
* Olumlu, kaliteli bir gelişim o zaman! Olumlu ki; meyvelerini topluyoruz. Ama değişim bana çiğ geliyor. Sahip olmadığım bir şeye sahipmişim gibi geliyor.
* Mesela resim yapmaya, senaryo yazmaya başladın... Bunlar yeni tanınan becerilerim. Aslında uzun zamandan beri sevdiğim hobilerimdi. Mesela ben 8 yıldır yazıyorum. 'Firuze' 8 yıl öncesinin hikayesi, 'Haziran Gecesi' 4 yıl öncesinin hikayesi, 'Aşkın Dağlarda Gezer' 6 yıl öncesinin hikayesi. Yani İtalyanca'yı bile ben 3 yıl önce öğrendim ama insanlar yeni yeni fark ediyorlar. Herhangi bir kalıba oturtmaya çalışmıyorum kendimi. Metroseksüellik denen şeyi de reddediyorum. Daha doğrusu reddettiğim şey; Türkiye'deki anlayışı. Saldırı amaçlı kullanıyorlar...
SANATÇI ENTELLEKTÜEL OLUR' * Kulağa biraz homoseksüellik gibi geliyor değil mi? Evet, onu o şekilde kullandıkları için karşıyım yoksa bakımlı olmaya değil. Sanatla uğraşan kişi, zaten sanatçıysa, o halde entelektüel bir yanı olmak durumunda. Dünyadaki pek çok sanatçı, dünyanın herhangi bir yerinde bir olay olduğu zaman hemen devreye girerler. Afrika'daki olayda da Ortadoğu'daki birçok mevzuda da devreye girmişlerdir. Bunu ben de yapmaya çalışıyorum. Eskiden öyle değildin' dediğin dönem, benim 20'li yaşlarım aslında. Bu benim büyüdüğümü gösteriyor bir bakıma. Gün geçtikçe görüp yaşadıkların hayatına yön veriyor. Ne istediğini bilmen, cesur olman ve taşın altına elini koyman gerekiyor.
* 'Haziran Gecesi' dizisi hakkındaki yorumların ne? Hayat kadını ile zengin adamın aşkı daha önce sinemalarda binlerce defa işlenmiş bir konudur. Önemli olan herkesin bildiği bir hikayeyi farklı bir şekilde yansıtmak. Biz burada onu yapıyoruz.
'İŞİME DÖRT ELLE SARILIYORUM' * Hangisi daha çok keyif veriyor: sahne ışıkları mı, kameralar mı? İkisi de. İkisi de benim çocuğum gibi. 'Aşkın Dağlarda Gezer'i de sayarsak, 5 yıldır oyunculuk yükünü de omzuma aldım. Bunu da helaliyle hakkıyla taşımaya, yürütmeye çalışıyorum.
* Aynada ilk olarak ne görüyorsun? Kendimi. Ben öyle çok aynayla konuşmam. Kendimi görüyorum derken, ciddi bir alt yapı olarak kendimi görüyorum.
* En çok neyin değişmesinden ya da neyi kaybetmekten korkuyorsun? Sinir sistemimi ve de sabrımı. Çok zor bir ortam. Şansını zorlayan çok insan var ve ben sabırla iş yapmaya çalışıp direniyorum. İşime sarılıyorum. Çünkü Türkiye'de işini iyi yapmak çok zor. Bir gün her şeyi bırakmaktan korkuyorum.
* Burayı terk etmene ne sebep olurdu? İşim gereği dünyayı geziyorum ama 3 gün sonra yanıyorum 'İstanbul' diye. Şu köprüyü geçtiğim anda huzur buluyorum. Her şeyi bırakabilirim ama kolay kolay buradan gitmem. Bir gün ciddi bir ilişki yaşadığımda magazin basınının ona bulaşmasından korkuyorum. İşte o zaman çeker giderim.
|
|
|
|
|
|
|
|
|