| |
Zinada son gece
Zina tartışması tıpkı "borsa" gibi... Bir gün iniyor, bir gün çıkıyor... Öfke, inat, ideoloji, siyaset, gurur, çıkar, rekabet, iç hesaplaşma birbirine karışıyor. Ve konu "hukuk zemininden" uzaklaştıkça uzaklaşıyor. Ankara "krizi" sever. Siyaset sektörü işini, gücünü bıraktı, şimdi de "zina kriziyle" uğraşıyor.
*** Çarşamba gecesinden bir not... Yurda dönen Başbakan Erdoğan "bazı arkadaşlarıyla" birlikte. Abdullah Gül, Cemil Çiçek, Köksal Toptan ve AKP'nin Başkanlık Divanı üyeleriyle. Konuşulan konu "zina." Abdullah Gül ve daha birkaç kişi "Köksal Toptan formülünden" bahsediyor. Formül "Türk Ceza Kanunu'nda zinadan hiç bahsedilmemesi." İşin "Medeni Kanun'da" düzenlenmesi. Konuşanlar "bu formülden yana." Başbakan'a gelince: - İyi de bunu daha önce Genel İdare Kurulu'nda konuşmadık mı?.. Bakanlar Kurulu'nda konuşmadık mı?
*** Bu toplantıda Başbakan'ın "iki cümlesi" çok önemli. Birinci cümle: - Kamuoyuna angaje olduk. İkinci cümle: - Bazı bakanların, Bakanlar Kurulu'ndaki görüşmelere ters düşen beyanları oldu.
*** Birinci cümle Başbakan'ın "geri adım atmak istemeyişinin" göstergesi. "Sözümün arkasındayım" şeklindeki tavrı. Başbakan bu tavrını "bir başka cümleyle" takviye ediyor: - Zina konusu AB'nin şartı değil.
*** İkinci cümle ise "AKP içindeki bazı görev değişikliklerinin" işareti gibi. Kimler "kabine toplantısında farklı, dışarıya çıkınca farklı" konuşuyorlar? Böyle konuşanların içinde "nasıl olsa görevden alınacağım, öyleyse şimdiden farklı telden çalayım" diyenler var mı? Bu konuda "spekülasyon" çok. Ancak Başbakan'ın "bazı bakanların kendisi ile ters düşen beyanlarından ciddi biçimde rahatsızlık duyduğu" son derece açık.
*** Çarşamba gecesinin "hızlı gelişmelerini" görünce... Perşembe sabahı "erkenden" Meclis'e gittik. Saat 09.00'dan önce Adalet Komisyonu Başkanı Köksal Toptan Meclis'e geldi. - Köksal bey, durum nedir? - Böylesine önemli bir yasanın zina tartışması ile gölgelenmesinden büyük üzüntü duyuyorum. - Neden böyle oldu? - Sorun çıkmasını sanki isteyenler var... Krizden sanki yarar umanlar var... Sanki işin içinde bilmediğimiz işler var.
*** Köksal Toptan'a "oyun mu var... Oyun içinde oyun mu oynanıyor" diye soruyoruz. "Konu hukuk zemininden çıkıyor" demekle yetiniyor.
*** Adalet Bakanı Cemil Çiçek de dün oldukça erken "işbaşı" yapanlardan. Saat 09.30, Adalet Bakanlığı'ndayız. - Sayın Çiçek neler oluyor? - Neler olmuyor ki? - Oyun mu?.. Oyun içinde oyun mu? - Zina üzerinden siyaset yapanlar var... Bu tartışmadan fayda umanlar var... Her türlü oyunu oynayanlar var. - Ticaret... Çıkar... Borsa... Kriz ticareti... Onlar da var mı? - Her türlü manipülasyon var... Baksanıza tansiyon bir anda düşüyor, bir anda fırlayıveriyor.
*** "Gün içindeki gelişmeleri" ayrıntılarıyla anlatmaya yerimiz yetmez. Ama "hukuk zemini dışında hukuk" konuşulmaya devam ediliyor. "Siyaset zemini dışında da siyaset." "Her şey birbirine karışıyor." Ve Meclis kulislerinde "bir soru" kulaktan kulağa fısıldanmaya başlanıyor: - Zina ile borsa arasında bir ilişki var mı?.. Zina krizi, bazı borsa aktörlerini hangi yönde etkiliyor?
|