|
|
|
|
Harun İlhan: Biz bombaladık
15 ve 20 Kasım'da İstanbul'daki bombalama eylemlerinin görüldüğü davada Harun İlhan, bombalama eylemlerini planladıklarını itiraf etti. El - Kaide üyesi olmaktan gurur duyduğunu açıklayan İlhan, eylemleri Habib Aktaş başkanlığında Gürcan Baç ile birlikte planladıklarını iddia etti..
Terör örgütü El-Kaide'nin Türkiye'deki yapılanması içinde yer aldıkları ve 15 ile 20 Kasım 2003 tarihlerinde İstanbul'da gerçekleşen bombalı saldırılara karıştıkları iddiasıyla yargılanan 69 sanıktan Harun İlhan, Türkiye'deki eylemlerin sorumluluğunun Habib Akdaş başkanlığında, Gürcan Baç ve kendisine ait olduğunu itiraf etti. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada sorgusu yapılan Harun İlhan, ''Rahman ve rahim olan Allah'ın adıyla'' diyerek başladığı konuşmasında, Kuran- ı kerim'den ayet okudu.
''El-Kaide savaşçısı olduğunu'' söyleyen ve bundan onur duyduğunu ifade eden İlhan, ''ABD, İsrail ve İngiltere liderliğindeki cepheye karşı cihadı yol alarak benimsediğini'' anlattı. İlhan, ''Şeyh Usame'yi, Afganistan'da mücadele eden mücahitleri, Irak'taki direniş erlerini ve şehitlerimizi saygıyla selamlıyorum'' dedi.
''El Kaide'nin, İslam ülkelerinin ekonomisini sömürenlere karşı onurlu bir sesin adı olduğunu'' savunan İlhan, ''örgütün, ABD ve siyonizme karşı direnişin adı olduğunu'' iddia etti.
İlhan, ''Kendini dünyanın jandarması, tek hakimi gibi göstermeye çalışan firavun ABD'nin, İslam savaşçıları karşısında yenilebileceğini gösteren savaşçılarız. Bunu 11 Eylül 2001'de en güzel şekilde ispatladık. Kuleleri yerlere serdik. ABD efsanesini, kulelerin düşmesiyle dağılan toz bulutları içerisine gömdük'' diye konuştu.
ABD'YE TEHDİT
''İslam dünyası ABD'den kurtuluncaya kadar bu ülkeye sarsıcı ve yıkıcı darbelerin indirileceğini'' söyleyen İlhan, ''11 Eylül'ün şokunu hafızalardan silemeyen ABD bilsin ki, biz hazırlığımızı tamamladık ve gelişimiz yakındır'' dedi.
''İstanbul'daki eylemlerde hedeflerinin İsrail ile ABD önderliğindeki Irak işgalcileri olduğunu'' dile getiren İlhan, bu eylemlerde halkı hedef almadıklarını ve istemedikleri halde halktan insanların yaşamlarını yitirdiğini ileri sürdü.
''Bizim savaşımızda tek hedef haçlı güçleri ve siyonistlerdir. Biz sinagogları, siyonist İsrail rejiminin casusluk yuvaları olduğu için hedef aldık'' diyen tutuklu sanık İlhan, ''Düşmanın anlayacağı bir dille mücadeleye girdiklerini, yıkıcı, sarsıcı, ağır darbeler indirme yolunu seçtiklerini'' anlattı.
HEDEFLERİ
İlk hedeflerinin Alanya'daki İsrail ordu gemisi olduğunu, hava şartları uygun olmadığı için eylemin sinagoglarla sınırlı kaldığını anlatan İlhan, ABD Konsolosluğu'nun yeni taşındığı ve yeri müsait olmadığı için burada eylem yapmaktan vazgeçildiğini ifade etti.
İlhan, hedeflerinin Türkiye değil, İsrail ve İslam ülkelerine işgalde öncülük edenler olduğunu anlatarak, ''Savaş bitmemiştir, işgal güçleri İslam topraklarından çekilinceye kadar sürecektir. Bu hedefler bugün olmasa da yarın ama bir gün yıkılacaktır'' şeklinde konuştu. Sanık Harun İlhan, ''Hiçbir suçu olmadığı halde ölenler nur içinde yatsınlar. Kafir olarak ölenler nar içinde yatsın, ateşleri bol olsun'' dedi.
TÜRKİYE'DEKİ EYLEMLERİN SORUMLULUĞU
İlhan, ''Türkiye'deki eylemlerin sorumluluğunun Habib Akdaş başkanlığında, Gürcan Baç ve kendisine ait olduğunu, diğer sanıkların ise ilgisi bulunmadığını'' söyleyerek, şunları kaydetti:
''(El-Kaide'nin Türkiye ayağını göçerttik) diyenler halkı kandırmasınlar. Bu dosyada sorumlu olan bir kişi varsa o da benim. El-Kaide olarak kurduğumuz bir Türkiye yapılanması yoktur. Eylem yapmak için anlaşmış savaşçılarız. (Eylem timi) demek daha isabetlidir.''
''Emniyetin, birinci olayda çok delil bırakmalarına rağmen ikincisini şokla karşıladığını'' öne süren İlhan, ''Savcılığın ise kendilerinin bile hayalini kuramadığı büyük bir çatı oluşturduğunu'' savundu.
'SAVAŞ ESİRİYİM'
Selefi düşüncede olduğunu dile getiren sanık İlhan, şöyle dedi: ''Mahkemenin meşruiyetini kabul etmiyorum. Ben bir savaş esiriyim. 146. maddeyi reddediyor, savaş esirlerine uygulanan hükümleri istiyorum. Biz TC'yi hedef almadık. 146 bizi küçük düşürmektedir. Bundan sonra cihat ve şehadet yolumuz devam edecektir. Yolumuzdan asla dönmeyeceğiz. Mücadeleyi Usame ile sınırlı tutanlar bilsinler ki Usame bir fanidir ölecek, öldürülecektir. Usame şehit olsa da hareketimiz, cihadımız yeni Usame'ler çıkaracaktır.''
İlhan'ın ''Allah ABD ve müttefiklerini perişan etsin'' şeklindeki sözleri sırasında, salonda izleyici olarak bulunan sanık yakınları arasından ''amin'' sesleri duyuldu. Habib Akdaş'ın ''şehit olduğunu'' söyleyen Harun İlhan, ''Gürcan Baç'ın da şehit olacağına inandığını'' dile getirdi.
İlhan, 11 Eylül öncesine kadar El-Kaide ismini hiç duymadığını anlatarak, ''Habib Akdaş ile tanıştıktan sonra El-Kaide ve 11 Eylül ile ilgili kitaplar okuyarak bilgilendiğini ve kendisinin de o çizgiyi benimsediğini gördüğünü'' söyledi.
İlk etapta Habib Akdaş ile birliktelik noktasında bazı sıkıntılar yaşadıklarını, daha sonra bunları aştıklarını ifade eden İlhan, canlı bomba olan 4 kişi, Habib Akdaş, Gürcan Baç ve kendisi ile bir de ''neye yardım ettiğini bilmeyen'' Yusuf Polat'ın İstanbul'daki patlama olaylarına karıştığını söyledi.
'Biz bombaladık'
15 ve 20 Kasım'da İstanbul'daki bombalama eylemlerinin görüldüğü davada Harun İlhan, bombalama eylemlerini planladıklarını itiraf etti. El - Kaide üyesi olmaktan gurur duyduğunu açıklayan İlhan, eylemleri Habib Aktaş başkanlığında Gürcan Baç ile birlikte planladıklarını iddia etti..
Terör örgütü El-Kaide'nin Türkiye'deki yapılanması içinde yer aldıkları ve 15 ile 20 Kasım 2003 tarihlerinde İstanbul'da gerçekleşen bombalı saldırılara karıştıkları iddiasıyla yargılanan 69 sanıktan Harun İlhan, Türkiye'deki eylemlerin sorumluluğunun Habib Akdaş başkanlığında, Gürcan Baç ve kendisine ait olduğunu itiraf etti. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada sorgusu yapılan Harun İlhan, ''Rahman ve rahim olan Allah'ın adıyla'' diyerek başladığı konuşmasında, Kuran- ı kerim'den ayet okudu.
''El-Kaide savaşçısı olduğunu'' söyleyen ve bundan onur duyduğunu ifade eden İlhan, ''ABD, İsrail ve İngiltere liderliğindeki cepheye karşı cihadı yol alarak benimsediğini'' anlattı. İlhan, ''Şeyh Usame'yi, Afganistan'da mücadele eden mücahitleri, Irak'taki direniş erlerini ve şehitlerimizi saygıyla selamlıyorum'' dedi.
''El Kaide'nin, İslam ülkelerinin ekonomisini sömürenlere karşı onurlu bir sesin adı olduğunu'' savunan İlhan, ''örgütün, ABD ve siyonizme karşı direnişin adı olduğunu'' iddia etti.
İlhan, ''Kendini dünyanın jandarması, tek hakimi gibi göstermeye çalışan firavun ABD'nin, İslam savaşçıları karşısında yenilebileceğini gösteren savaşçılarız. Bunu 11 Eylül 2001'de en güzel şekilde ispatladık. Kuleleri yerlere serdik. ABD efsanesini, kulelerin düşmesiyle dağılan toz bulutları içerisine gömdük'' diye konuştu.
ABD'YE TEHDİT
''İslam dünyası ABD'den kurtuluncaya kadar bu ülkeye sarsıcı ve yıkıcı darbelerin indirileceğini'' söyleyen İlhan, ''11 Eylül'ün şokunu hafızalardan silemeyen ABD bilsin ki, biz hazırlığımızı tamamladık ve gelişimiz yakındır'' dedi.
''İstanbul'daki eylemlerde hedeflerinin İsrail ile ABD önderliğindeki Irak işgalcileri olduğunu'' dile getiren İlhan, bu eylemlerde halkı hedef almadıklarını ve istemedikleri halde halktan insanların yaşamlarını yitirdiğini ileri sürdü.
''Bizim savaşımızda tek hedef haçlı güçleri ve siyonistlerdir. Biz sinagogları, siyonist İsrail rejiminin casusluk yuvaları olduğu için hedef aldık'' diyen tutuklu sanık İlhan, ''Düşmanın anlayacağı bir dille mücadeleye girdiklerini, yıkıcı, sarsıcı, ağır darbeler indirme yolunu seçtiklerini'' anlattı.
HEDEFLERİ
İlk hedeflerinin Alanya'daki İsrail ordu gemisi olduğunu, hava şartları uygun olmadığı için eylemin sinagoglarla sınırlı kaldığını anlatan İlhan, ABD Konsolosluğu'nun yeni taşındığı ve yeri müsait olmadığı için burada eylem yapmaktan vazgeçildiğini ifade etti.
İlhan, hedeflerinin Türkiye değil, İsrail ve İslam ülkelerine işgalde öncülük edenler olduğunu anlatarak, ''Savaş bitmemiştir, işgal güçleri İslam topraklarından çekilinceye kadar sürecektir. Bu hedefler bugün olmasa da yarın ama bir gün yıkılacaktır'' şeklinde konuştu. Sanık Harun İlhan, ''Hiçbir suçu olmadığı halde ölenler nur içinde yatsınlar. Kafir olarak ölenler nar içinde yatsın, ateşleri bol olsun'' dedi.
TÜRKİYE'DEKİ EYLEMLERİN SORUMLULUĞU
İlhan, ''Türkiye'deki eylemlerin sorumluluğunun Habib Akdaş başkanlığında, Gürcan Baç ve kendisine ait olduğunu, diğer sanıkların ise ilgisi bulunmadığını'' söyleyerek, şunları kaydetti:
''(El-Kaide'nin Türkiye ayağını göçerttik) diyenler halkı kandırmasınlar. Bu dosyada sorumlu olan bir kişi varsa o da benim. El-Kaide olarak kurduğumuz bir Türkiye yapılanması yoktur. Eylem yapmak için anlaşmış savaşçılarız. (Eylem timi) demek daha isabetlidir.''
''Emniyetin, birinci olayda çok delil bırakmalarına rağmen ikincisini şokla karşıladığını'' öne süren İlhan, ''Savcılığın ise kendilerinin bile hayalini kuramadığı büyük bir çatı oluşturduğunu'' savundu.
'SAVAŞ ESİRİYİM'
Selefi düşüncede olduğunu dile getiren sanık İlhan, şöyle dedi: ''Mahkemenin meşruiyetini kabul etmiyorum. Ben bir savaş esiriyim. 146. maddeyi reddediyor, savaş esirlerine uygulanan hükümleri istiyorum. Biz TC'yi hedef almadık. 146 bizi küçük düşürmektedir. Bundan sonra cihat ve şehadet yolumuz devam edecektir. Yolumuzdan asla dönmeyeceğiz. Mücadeleyi Usame ile sınırlı tutanlar bilsinler ki Usame bir fanidir ölecek, öldürülecektir. Usame şehit olsa da hareketimiz, cihadımız yeni Usame'ler çıkaracaktır.''
İlhan'ın ''Allah ABD ve müttefiklerini perişan etsin'' şeklindeki sözleri sırasında, salonda izleyici olarak bulunan sanık yakınları arasından ''amin'' sesleri duyuldu. Habib Akdaş'ın ''şehit olduğunu'' söyleyen Harun İlhan, ''Gürcan Baç'ın da şehit olacağına inandığını'' dile getirdi.
İlhan, 11 Eylül öncesine kadar El-Kaide ismini hiç duymadığını anlatarak, ''Habib Akdaş ile tanıştıktan sonra El-Kaide ve 11 Eylül ile ilgili kitaplar okuyarak bilgilendiğini ve kendisinin de o çizgiyi benimsediğini gördüğünü'' söyledi.
İlk etapta Habib Akdaş ile birliktelik noktasında bazı sıkıntılar yaşadıklarını, daha sonra bunları aştıklarını ifade eden İlhan, canlı bomba olan 4 kişi, Habib Akdaş, Gürcan Baç ve kendisi ile bir de ''neye yardım ettiğini bilmeyen'' Yusuf Polat'ın İstanbul'daki patlama olaylarına karıştığını söyledi.
|
|
|
|
|
|
|
|
|