|
|
|
|
|
|
Oscarlı sinemacılar Terminal'de buluştu
Schindler'in Listesi ve Er Ryan'ı Kurtarmak filmleriyle iki Oscar ödülünün sahibi olan ünlü yönetmen Steven Spielberg'in yeni filmi 'Terminal'de, çifte Oscarlı aktör Tom Hanks ile yine Oscar ödüllü Catherine Zeta-Jones ilk kez birlikte kamera karşısına geçti. Los Angeles'te prömiyeri yapılan film, ülkemizde 10 Eylül'de vizyona giriyor.
Yolcuların büyük kısmı, havaalanında kaybedilen birkaç saatlik süreyi rahatsızlık verici bir durum olarak görür. Peki bu süre birkaç güne, haftaya, hatta birkaç aya kadar uzarsa ne olur? İşte Terminal buradan yola çıkıyor. Terminal'de anlatılan öykünün odak noktasında Viktor Navorski adlı Doğu Avrupalı bir adamın öyküsü var. Tamamen hayali bir karakter olan Navorski, yine tamamen hayali bir ülke olan Krakozya vatandaşıdır. Navorski'nin uçakla New York'a yaptığı yolculuk sırasında Krakozya'da iç savaş çıkar. New York'a indiğinde ülkesindeki savaşın azizliğine uğradığını öğrenir. Pasaportu artık geçersizdir ve Amerika'ya giriş yapmasının mümkün olmadığı kendisine söylenir. Ve bir avuç insanla dışarıya kapalı bir çevrede karşılaşan adam, bu küçücük çevrede Amerika'nın bütününü temsil eden insan manzaralarıyla yüz yüze gelir. Terminal binasının içine sıkıştırılmış bu dünyada her türlü mantıksızlık, anlamsızlık, cömertlik, hırs, eğlence, statü mücadelesi, beklenmedik rastlantı vardır. Hatta Amelia isimli güzel bir hostesle romantik ilişki bile... "Tom Hanks'in portresini çizdiği Viktor Navorski karakterinin sınırları, kalın çizgilerle belirlenmişti ama kariyerinin en doğaçlama fiziksel performansını ortaya koymayı başardı" diyen yönetmen Spielberg, ünlü aktörün bunu nasıl başardığını şu sözlerle dile getiriyor: "Tom'la bugüne kadar yaptığımız filmlerde onu hiç bu kadar yaratıcı görmemiştim. Canlandırdığı karaktere senaryoda yazılı olmayan çok değişik boyutlar getirdi. Hatta benim hayal gücümü bile aşmayı başardı diyebilirim. Olağanüstü birşeyler kattığı her çekimden sonra, 'Bu ne zaman aklına geldi?' diye sorduğumda, 'Çekim başlamadan 10 dakika önce...' şeklinde yanıt alıyordum. Ayrıca vücudunu da fiziksel açıdan çok iyi kullandı. Havaalanında dolaşırken kayma, düşme, oturduğu sandalyede rahat edememe gibi pozisyonların hepsini doğallıkla gerçekleştirdi. Kısacası kamera karşısında sergilediği bütün hareketler, Tom Hanks'in Viktor Navorski karakterini algılama biçimini ve bu karaktere getirdiği yeni boyutları yansıttı." Spielberg'in, "Aşkta çok şanssız bir kız" sözleriyle tanımladığı Amelia Warren rolünde ise Catherine Zeta-Jones kamera karşısına geçti. Kariyerinde ilk kez Tom Hanks'le birlikte rol alan güzel oyuncunun canlandırdığı karakter için Spielberg'in yorumu şöyle: "Amelia çok kötü talihli bir kız. Eğer Aşk Tanrısı oklarını ona saplayacaksa artık kalbinden çok beynine hitap etmek zorunda. Viktor'un, onun yaşamına güvenilir bir sırdaş konumunda girdiğini görürüz. Belki gözalıcı zırhlarını kuşanmış bir şövalye veya sevgili değildir ama en azından Amelia'yı sabırla dinlemektedir. Bu da çok güzel bir arkadaşlığın başlangıcını oluşturur." Ve Terminal'in slogan cümlesi 'Hayat bekliyor'. Spielberg, bu sloganı şöyle özetliyor: "Bu filmin öyküsünde enerji var. Unutmayalım ki, beklemek kimi zaman heyecan verici olabilir. Hatta beklemek eğlenceli bile olabilir.
The Terminal (Terminal) Yönetmen: Steven Spielberg Başroller: Tom Hanks, Catherine Zeta-Jones Oyuncular: Stanley Tucci, Chi McBride, Diego Luna,Barry Shabaka Henley, Kumar Pallana, Zoe SaldanaYapımcılar: Walter F. Parkes, Laurie MacDonald, StevenSpielberg Senaryo: Sacha Gervasi, Jeff Nathanson
|
|
|
|
|
|
|
|
|