Kadınlar ve Külkedisi
Türk eğitim sisteminin kaderine uzun yıllar hükmetmiş üst düzey bir yönetici, bir dostuma lise eğitiminin aslında altı ayda çocuklara öğretilebileceğini ama asıl amacın onları disipline etmek olduğunu söylemişti... Çocukları disipline etmenin, onların hayal dünyalarını çalmak anlamına geldiğini çok sonraları anladık.
***
Bizleri sosyalleştiren eğitim, hayal kuran, şiir yazan, duygu uçurtmaları savuran çocukluğumuzu öldürdükçe, masallardan da uzaklaşıyoruz... Külkedisi... Uyuyan Güzel... Hansel ve Gretel... Hepsi bizleri yavaş yavaş terk ediyor.
***
Birkaç gün önce, bir gazetenin kıyıcığına iliştirilmiş küçücük bir habere rastladım. Uluslararası UCI sinema zinciri, 1200 çocuk arasında "en sevilen masal" oylaması yaptırmış. Oyların yüzde 36'sını alan Sinderella birinci olmuş. Onu Uyuyan Güzel izlemiş. Üçüncülüğü ise Hansel ve Gratel almış.
***
Sinderella... Biz Sinderella'yı "Külkedisi" olarak biliriz. Fransızlar Cendrillon olarak. İngilizler için Külkedisi Cinderella'dır. Ruslar onu Zoluşka olarak tanır. Öyküyü anımsıyor musunuz? Külkedisi'nin kıskanç bir üvey annesi, zalim bir babası ve yine ona hayatı zindan eden üvey ablaları vardır. Ne ki ona yardım eden doğaüstü bir varlık ve bir prens ortaya çıkar. Prens, Külkedisi'ne aşık olup, onunla evlenir. Ama masalın en heyecan verici kısmı, Külkedisi'nin ardında bırakıp gittiği cam ayakkabısıdır. Prens onu o ayakkabı sayesinde arayıp bulur.
***
İnsanlığın, özellikle de kadınların zalim dünyaya karşı bir Külkedisi olma arzusu var mıdır? Hep, kendilerini kurtaracak bir prens, balkabağını süslü bir arabaya çevirecek iyi kalpli bir büyücü beklerler mi? İçine sıkıştırdıkları daracık hayatların bunaltıcılığına karşı hep bir prensese dönüşmenin hayalini beslerler mi? Onlara umduklarını vermeyen hayata karşı sığındıkları gizli bir liman mıdır bu masal? Kız çocukları hayattan ümit kesmemeyi bu masalla mı öğrenirler? Yaşamın kendilerine sunduklarından daha fazlasını hak ettiklerini düşünenler kendilerini hep bir Külkedisi olarak görürler. Ve bir gün cam ayakkabı ile birisinin çıkagelip kendilerini kurtaracağını düşünerek avunurlar.
***
Külkedisi, en tanınmış halini, Charles Perrault'nun "Kaz Anamın Öyküleri" adlı kitabında bulur. Charles Perrault hukuk eğitimi almış bir maliyecidir. Ama kendi çocuklarını eğlendirmek için anlattığı halk masallarını yazdığında ünlenmiştir. Üstelik edebiyatın en asi evlatlarından biridir. Fransa'da yaşadığı dönemde, 17. yüzyılda modernlerin klasiklerden çok daha ileri olduğunu söylemiş, büyük bir tartışma başlatmıştır. Bizim Külkedisi, Charles Perrault'nun yarattığı versiyondur. Ama aslında bu 9. yüzyıldan gelen bir Çin masalıdır.
***
Külkedisi'nin birinciliği aldığı oylamada ikinci olan Uyuyan Güzel ve Hansel ve Gratel var bir de. Onların hikayesi neydi? Anımsıyor musunuz? Yoksa Külkedisi'nden öteye adım atmak istemiyor musunuz? O masallar da "kaybedenlere" yeni ümitler verir. Bütün masallar gibi...
|