  |
|
Ajda'da dağıldık hâlâ toplamış değiliz!
Yer BuzAda. Yağmurlarla ertelenen gece, nihayet gerçekleşiyor; Ajda Pekkan konseri yani. Şimdi bilmeyenlere ön bilgi şeettirirsek; Buzada dedikleri, yılların Galatasaray Adası. Adaya ayak basmak için ya yemekli ya biletli olacaksın. Biletse, çook önceden alacaksın, son gün asla kalmaz. Yemekse dokuz buçuk civarı, uslu uslu gideceksin. Neyse Buzada sistemi şu; önce Kuruçeşme sahilindeki siyah takım elbise, beyaz tişörtlü abileri geçeceksin. Yüzemeyeceğine göre Buz teknesine binecek, rüzgardan savrula savrula karaya vuracaksın. Vardın mı Süper! Bir de kapıdaki NATO Zirvesi güvenliği edasıyla dikilen ablalara hesap vereceksin. "Yemeğe geldik, Fishmekan'a". Zirve ajanı listeye bakar. Bakışları daima şüpheli. Hafif salatadan çıkmış kıl muamelesiyle; "Adınız" Listede adınız tespit edilir. Sinsice gülerek yine sorar, "Kaç kişi" Görmüyon mu yengeee iki başımızayız şurda yaa İ-kiii!" Ajan tatmin olmamıştır; "İkisi de burda mı" Valla ben burdayım, yanımdaki de Dilhan'sa... Ben artı Dilhan. Yanii bir artı bir, eşittir iki! Buzada'da üç adet restoran mevcut. Sapına kadar klişe bir cümleyle 'sanat, sosyete ve medya dünyasının tanıdık simaları' teşrif etmişler. Misal; teknede Yavuz Bingöl vardı. Yemekte arka masamda Türkan Şoray'ın kızıgiller. Yemek arkası ada turu. Repertuvarı, nasıl şarkı söyleyeceği kimin umurundaki... Genel merak konusu; "Diva ne giyecek?" Mamalar gümletilmiş. Yani oynamamak için hiçbir neden yok! Alkol kana karışmakta. Kadınlar şakur şukur. Takıda, taşta, avize küpede kusur etmemişler. Ve saat on iki. Yırtık jean, pullu bluz, halka küpeler, taşlı bileklik, saçlar örgülü... Diva budur! Sahne önü insanları ayakta. Arka taraflara masalar konmuş. Ağır abiler otursun şekli. 'Sen İste' ile çıktı Ajda. Yahu arkamda dikilen iki adam üç şarkı kadının saçını, başını, kilosunu konuştu. Siz kadınları düşünün artık! "Ayy nasıl böyle zayıf canım" "E çocuk doğurmadı ki!" (höh). BuzAda'ya Sezen Aksu'ya da gelmiştim. Böyle şıklık yarışı yoktu. Sanki Ajda'yla yarış var. Şampiyon belli ya... Anlatmazsam çatlarım. En önde, ayaktayız. Konser muhabbeti işte. Ana! Küt sahnenin önüne stand diktiler. Grubun adını vermem çünkü kızlardan biri çok saygı duyduğum bir sanatçının kızı. Üç kız, üç erkek konserimize ettiler. 'Kıro'luk diz boyu, kurdular masalarını... Kızlar ultra mini etekli, bonkör kontör dudaklı. Abiler rakıları ısmarladı. Meyve tabakları filan... Hani döner-pilav şovu beklemedim değil... O da yetmedi çocuk sevgilisiyle ama eli başkasının belinde. Neyse... Arkamda Yalın var. Pek minik bir şeymiş yahu. Gecenin en neşeli ismi Semiramis Hanım. Beyaz payetli elbisesi ve yanık teniyle çok hoş. Bir an sandalye yüzü görmedi valla. Dans, dans, dans. Böyle kardeş dostlar başına... Konserin bombası Ajda'nın yeni şarkısı. Nazan Öncel döktürmüş. "...Bir gün bir yemin edeceğim, gittim mi tam gideceğim, bugün yarın derken ömür geçti soldu sabır çiçekleri..." Biz dağıldık, hâlâ toplamış değiliz. Süper bir Ajda konseri üstü söyleyeceğim şu ki; Ajda yine yaptı yapacağını. Şıklık desen onda, şarkı desen onda, güzellik onda, ses onda... E daha ne bekliyonuz?
|
