|
|
Bülent Eczacıbaşı'nın açıklamasının tam metni
İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası Başkanı Bülent Eczacıbaşı: "İlaç endüstrisinde sağlıklı rekabet ortamı oluşturulmalı" " Rekabet ortamının ve kamunun ilaç giderlerinde düşüşün sağlanması, yeni ilaç ruhsatlarının hızlandırılması, ruhsatlandırma mevzuatının eksiksiz işletilmesi ve veri imtiyazı konusunun akılcı bir biçimde çözülmesiyle mümkündür."
Son günlerde kamuoyunu meşgul eden Roche olayı dolayısıyla ilaç endüstrisini ilgilendiren konularda açılan tartışmalar üzerine bir açıklama yapan, İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası Başkanı Bülent Eczacıbaşı, " yaşanan olayların arkasında, ilaç endüstrisinde rekabet eksikliği olmasının yattığını" , dile getirdi. İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası tarafından yapılan yazılı açıklamada şu görüşlere yer verildi:
Son dönemde bir ilaç firmasının uygulamaları ile ilgili olarak basında yer alan haberler ilaç endüstrisindeki mevcut sorunların yeniden irdelenmesi ve sağlıklı çözüm yolları üretilmesi için bir tartışma zemini yaratmıştır. Açılan tartışma sağlıklıdır ve sonuna kadar sürdürülmelidir. Ancak bu tartışmanın bir yabancı sermaye veya orijinal ilaç üreticisi firma düşmanlığı boyutlarına vardırılmamasına özen gösterilmelidir. Türkiye'nin jenerik ilaçlara da orijinal ilaçlara da ihtiyacı vardır. Tüm dünyada kamu otoriteleri orijinal ve jenerik ilaçlar arasında sağlıklı bir denge kurmak suretiyle sağlık bütçelerinde önemli tasarruf sağlamaktadırlar. Bu yaklaşımın ülkemizde de bir an önce hayat bulması en büyük dileğimizdir.
Sendikamız, sektörel sorunların dolaylı yoldan gündeme geldiği bu dönemde, konuyla ilgili görüşlerini açıklamak için, soğukkanlı bir değerlendirmenin koşullarının oluşmasını beklemiştir. Bulunduğumuz noktada, kamuoyunun ilaç endüstrisine yönelik sağlıklı bilgi alması ve değerlendirme yapabilmesi için aşağıda yer alan açıklamaların yararlı olacağını düşünmekteyiz.
Sendikamızın üyesi olmayan, ancak sektörde önemli bir yere sahip bulunan Roche firmasında yaşanan olaylar, tamamen kendi içinde değerlendirilmesi gereken boyutlara sahiptir. Olayın kendisini yorumlayabilmek için, firma bilgilerine sahip olmak gerekmektedir ki, bu bilgiler bugün adli makamların elindedir. Sendika olarak, burada, bu olayı yaratan objektif koşullar üzerine odaklanmak gerektiği kanısındayız.
Böyle bir olayın ortaya çıkmasına neden olan ortam, " rekabet eksikliği ortamı" dır. Tam rekabetin sağlandığı hiçbir sektörde, kamu vicdanında kuşku izleri bırakacak uygulamaların ortaya çıkması mümkün değildir.
İlaç sektöründe tam rekabet koşulları, kısa vadede ilaç ve tedavi alternatiflerini çoğaltacak biçimde yeni ilaçların ruhsat alım işlemlerinin hızlandırılmasıyla ve orta vadede ise, Ulusal İlaç Sanayii'nin gelişiminin önündeki engellerin kaldırılarak, jenerik ilaçların üretiminin önünün açılmasıyla sağlanabilecektir. Türk jenerik ilaç üreticileri, bugün, bazı çevrelerin iddialarının aksine, son derece modern, uluslararası standartlara sahip, yabancı orjinal ilaç üreticileri için de üretim yapan yetkin tesislere sahiptir ve bu tesislere her yıl yeni yatırımlar yapmaktadır. Diğer bir deyişle, Ulusal İlaç Sanayii, dünya standartlarında üretimiyle, rekabet koşullarını sağlayacak yeni ilaçları piyasaya sunma kapasitesine sahiptir.
AB'de 210 gün ile sınırlandırılan ruhsatlandırma süresi, ülkemizde ne yazık ki 3-4 yıla kadar çıkabilmekte, böylece, rekabet yaratacak ilaçların piyasaya girmesi gecikmektedir. İlaç ruhsatlandırılmasında yaşanan tıkanıklık bir an önce giderilirse, ruhsat bekleyen ucuz jenerik ürünlerin piyasaya sunulmaları sağlanarak rekabet ortamı geliştirilebilecektir. Rekabetin önünü tıkayacak potansiyel bir başka gelişme ise veri imtiyazı konusudur. Yaklaşık yüzyıllık bir geçmişi bulunan Ulusal İlaç Sanayii, AB'ye katılımı kolaylaştırmak temel hedefi doğrultusunda veri imtiyazı uygulamasına karşı olmadığını her fırsatta dile getirmiştir. Sektörümüze hiç bir şekilde danışılmadan, adeta bir oldu bittiyle taahhüt edilen, bugün AB üyesi ülkelerde dahi henüz tam oturmamış olan veri imtiyazı uygulaması için öngördüğümüz model, AB adayı ülkelerden hemen tümüne sağlanan haklar doğrultusunda, bu uygulamanın Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğiyle ilişkilendirilmesidir. Henüz adaylık müzakerelerine bile başlanamadığı bir dönemde bunu istemenin çok doğal bir hakkımız olduğunu düşünmekteyiz.
Devletin ilaç faturasının hararetle tartışıldığı şu günlerde, uygulanmakta olan ekonomik program çerçevesinde ciddi boyutta özveride bulunan halkımız ve kamu maliyesi üzerine yeni yükler binmesine neden olacak veri imtiyazı uygulamasının akılcı ve sağduyulu bir yaklaşımla çözüme kavuşturulması büyük önem arz etmektedir.
Roche firmasının uygulamaları ile ilgili olarak yapılan bazı yorum ve analizlerde ilaç fiyatlarının yanlış belirlendiği saptaması da yapılmaktadır. Oysa yaşanan olayların halen yürürlükte bulunan fiyatlandırma sistematiği ile ilgisi bulunmamaktadır.
Bilindiği üzere, yürürlükte bulunan Beşeri Tıbbi Ürünlerin Fiyatlandırılmasına Dair Karar çerçevesinde ülkemizdeki ilaç fiyatları, Avrupa Birliği'ne üye beş ülkedeki (Fransa, İspanya, İtalya, Portekiz ve Yunanistan) fabrika satış fiyatlarından en ucuzunun referans fiyat olarak kabul edilmesiyle belirlenmektedir. Söz konusu fabrika satış fiyatlarına depocu ve eczacı kar oranları ile KDV eklenerek perakende satış fiyatları bulunmaktadır.
Söz konusu kararname uygulamaya girdiğinden bu yana ülkemizde satışa sunulan ilaçların fiyatları ortalama olarak en ucuz AB ülkesinden de daha düşük seviyededir. Referans fiyat sistemi, ilaçların tavan fiyatını belirlerken, kıyasıya rekabet içinde bulunan pek çok ürün referans fiyatların altında satışa sunulmaktadır. Nitekim, antibiyotikler, sindirim sistemi ilaçları, ağrı kesiciler buna örnek teşkil etmektedirler.
Özetle, 1) mevcut sorunların çözümü, rakipsiz veya az rakipli ürünlerde sağlıklı bir rekabet ortamının oluşturulmasından geçmektedir. 2) Rekabetin artırılmasının, bugün sağlıklı bir sistematiğe oturtulmuş bulunan fiyatlandırma düzenlemelerinin yeniden değiştirilmesi ile değil, a. ilaç ruhsatlandırmasına ilişkin mevzuatın hızlı, eksiksiz ve ulusal ilaç endüstrisinin ihtiyaçlarına cevap verecek bir şekilde uygulanmasıyla, b. veri imtiyazı konusunun akılcı ve sağduyulu bir yaklaşımla çözüme kavuşturulmasıyla gerçekleşebileceği inancındayız.
|