| |
Görüntü pozitif(!)
Bir uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu var. Adı Fitch!.. Bir tane daha var adını sık sık duyduğumuz: Standard And Poors (S&P) Bu Fitch denen kuruluş, Türkiye'nin "B artı" olan kredi notunu değiştirmemiş... Ama görüntüsünü değiştirmiş... "Durağan" dan "pozitife" çevirmiş. Demek ki, Türkiye 'nin görüntüsü "pozitif!" Aferin be Fitch!.. Sizden de böyle delikanlılık beklenirdi, diyeceğim ama konuyu çözmekte güçlük çekiyorum. Sahiden çözemiyorum. Ülkemizin "gerçek ekonomi" yazarları, bırakın sade okuyucuyu, bizim gibi domatesten ekonomi yazarlarını bile aydınlatacak şekilde yazmıyorlar ki meseleleri, biz de birşeyleri anlayıp okuyucularımıza anlaşılır şekilde aktaralım. Bu Fitch , yahut S&P , neye bakarak bizim görüntümüzü değiştiriyor Hangi kriterlere göre karar veriyor? Ben buradan bakıyorum, görüntüde bir şahane vaziyet göremiyorum. Hadi şahane demeyim de "pozitif" diyeyim ama o da yok. Siz hissediyor musunuz görüntümüzde pozitif bir değişiklik!.. Dikkat buyurulursa, esasta bir değişiklikten söz edilmiyor zaten... Görüntüde pozitiflik varmış... Görüntü dediğin nedir? Nasıl pozitif olur? Türkiye'nin giyim kuşamı mı değişti Saç şeklini mi değiştirdi ülkemiz Yoksa pedikür, manikür mü yaptırmaya başladı Aniden metroseksüel mi olduk yani? Bunlar değilse nedir görüntü Benim anladığım kadarıyla, hükümetin IMF ile yola devam etme eğiliminin güçlü bir şekilde ortaya çıkması rol oynamış bu görüntü değişikliğinde... Eee, ne yapacaktı hükümet.. Çekin arabanızı, bundan sonra yola tek başımıza devam ediyoruz mu diyecekti? Heriflerin verdiği kredi notları sayesinde langır langır borçlanmışız, her saniye de borçlanmaya muhtaç iken, nasıl diyecektik bunu? Bilmiyorum. Peki ben, bugünkü köşe dolsun diye mi yazıyorum şu anda... Hayır sözü getirmek istediğim bir nokta var: Benim, ostrofostan ekonomi bilgilerime göre, bir ülkede "üretimin artması" olumludur. Türkiye'de de üretim artıyor. Ama istihdam aynı oranlarda artmıyor. Genel gidiş bakımında, "istihdamın artmaması" kötüdür. Ekonominin büyümesi ise iyidir. Demek ki, Türkiye bir iyi ile bir kötü nün sarmalında yürüyor. Bu sebeple de bu sarmaldan nasıl çıkacağımızın oturulup düşünülmesi ve uygulamaların başlatılması gerekiyor. Kabul, IMF, Türkiye'nin düşmanı değil ama dostu da değil. Çünkü IMF bir iyilik kuruluşu yahut imarethane değil... IMF, uluslararası bir "finans" kurumudur. Uluslararası finans kriterleri ve dengeleri ile çalışır. Getirdiği "disiplin" sistemleri, bizimki gibi yıllarca Ankara'nın elinde yalama olmuş ekonomilere "iyilik" ve "olumluluk" vazeder. Ama bir de işin "sosyal boyutu" var. Erdoğan Hükümeti 'ni şu anda en fazla tehdit eden faktör, işte o sosyal boyut! Yurttaşlar, bütçenin görüntüsüne bakarak değil, kendi sofrasındaki görüntüye bakarak karar veriyor.
|