| |
Kadın mı güzel, erkek mi?
Oğlak Yayınları yine hayırlı bir iş yapıp Ahmet Haşim 'in ( 1884- 1933 ) eserlerini ' Bütün Kitapları ' adıyla bir araya getirmiş. Derlemede iki şiir kitabı, gazete yazıları, seyahat anıları var. Kitabı karıştırırken iki ilginç pasaja rast geldim. İlkinde Haşim kadın ile erkeği ' güzellik ' açısından karşılaştırıyor. Önce hayvanlar aleminde erkeğin, dişiden daha güzel, daha güçlü, daha etkili olduğundan söz ediyor. Ve geliyor insanlara: SÜSLENMENİN SEBEBİ "İnsan cinsinde de, dişinin erkekten daha güzel olması için bir sebep yoktur. Kadının süslenmeye muhtaç olması, saçlarını bir uzatıp bir kısaltması, hayvan kürklerine sarılması, fıtraten güzel olmadığının ve bunu kendisi de bildiğinin kâfi bir delili değil midir? Erkek suni süs vesaitine tenezzül etmez, zira erkek güzelliği buna müftekır değildir." Ne biçim laflar değil mi? Kavgada dahi söylenmez!
Not: Hadi bu konuda ben de fikrimi belirteyim. Bence ' nesnel ' açıdan hangi cinsin daha güzel olduğunu saptamanın bir önemi yok. 'Öznel ' olarak ben kimi güzel buluyorsam; güzel odur! KEDİ MEZBAHASI Gelelim ikinci ilginç noktaya... Günümüzde hayvan haklarını gözetiyoruz. Hayvanlara acı çektirenleri suçluyoruz. Hatta iş o hale geldi ki, bazı insanlar köpek Pako 'nun ölümüne, insan ' Polat 'ın ölümünden daha fazla üzülüyor. Bu tür bir hayvan sevgisine kadınlar arasında daha fazla rastlıyoruz. Peki eskiden de böyle miydi? İşte çok çarpıcı bir karşı-örnek: Ahmet Haşim, Amerikan Kız Koleji 'ni ziyaret etmiş. Öğrenciler ona biyoloji laboratuarını da gezdirmişler. Burada kavanozlar içinde çeşitli hayvan organları görmüş. Merak etmiş. Kızlar da açıklamışlar: "Burada biz hayvanları diri diri keser, üzerlerinde tedkikat yaparız. Mektepte her birimizin canlı bir kedisi, bir köpeği, bir tavşanı var. Bunları kendimiz besleriz ve sırası geldikçe teşhir masası üzerinde bağlar, kloroformla uyutup keseriz. Kalbin darabatını ve can azanın hareket ve vazifelerini bu suretle tedkik ederiz." Ahmet Haşim'in hassas yüreği bu durumu kabullenemiyor ve soruyor: "Kestiğiniz hayvanların akan kanları karşısında kalbiniz hiçbir acı duymuyor mu?" Kızların, "Hayır!" cevabını işitince şair yazısını, "Hissiz bir medeniyet terbiyesiyle karşı karşıya idim. Gözlerimi haşyetle kapadım" diye bitiriyor. Fikirler gibi duyguların değiştiğine işaret eden çarpıcı bir örnek değil mi? (Mini sözlük... Darabat: Atış, vuruş. Fıtraten: Doğuştan, yaradılış gereğince. Haşyet: Korku. Müftekır: Muhtaç)
|