|
|
Kayıtdışı işte böyle besleniyor
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük ve ekibiyle geçtiğimiz günlerde yediğimiz bir akşam yemeğinde kayıtdışı ekonominin büyüklüğü ve bu konuda neler yapılması gerektiği konuşulmuş, Türkiye'nin kayıtdışı ekonomide en kötü ülkeler olan Nijerya, Mısır ve Tunus'un (yüzde 68-76) hemen ardından gelmesine hayıflanılmıştı. Bu konuda yazdığım yazıyı okuyan işadamı Mehmet Kemal Okan'dan bir elektronik posta mesajı aldım, ardından da telefon sohbeti yaptık. Okan, bitkisel atık yağlarını endüstriye yeniden kazandıran Prometa'nın sahibi. Mesajında, "İSO'nun toplantısında konuşulan bu konu, ne kadar ele alınsa, üstüne gidilse azdır. Kayıtdışı ile savaş, gerçekten başta basın olmak üzere, İSO, İstanbul Ticaret Odası (İTO), Ankara Ticaret Odası (ATO) gibi kuruluşların-hatta cami imamlarının bile- devamlı ve altını çizerek gündemde tutması gereken çok önemli bir konu" demiş. M.Kemal Okan sonra da kendi sektörüyle ilgili çok çarpıcı bir gerçeği paylaşmış. Şimdi tabii birazdan yazacaklarımı okuyunca, kayıtdışı ile savaşın ne kadar zor olduğunu ve her yeri nasıl da sarmaşık gibi sardığını hissedecek ve ürkeceksiniz. Üstelik sağlığımızı da doğrudan ilgilendiren bir konu bu. Kemal Okan'dan öğrendiğime göre, gelişmiş ülkelerde, mutfakta kullanılan bitkisel yağlardan yüzde 20'i kadarı restoran, hotel, tatil köyleri, hastane, okul, kışla ve hatta evlerden 'atık' olarak geri toplanıp, başta 'biodizel' ve endüstride kullanılan teknik yağlar olarak geri dönüştürülüyor. Peki Türkiye'de bu atıklar ne oluyor? Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği'nin de bu konuda araştırmaları var. Kemal Okan'ın iddiası doğruysa durum gerçekten çok feci.
Yağlar faturasız el değiştiriyor! "Türkiye'de 1.5 milyon ton kadar bitkisel yağ tüketiliyor. Restoran, otel, tatil köyleri ve sair mutfaklardan yılda çıkan yaklaşık 300 bin ton kullanılmış kızartma artığı yağlar ne olmaktadır dersiniz? En vahimi bu yağlar ahbap çavuş ilişkisine binaen toplanıp, bazı kendini bilmez yağ fabrikalarınca tekrar ambalajlanarak halkımıza yedirilmektedir. Trans yağ asitliği artmış, kanserojen bu yağları hepimiz afiyetle yemekteyiz." Kayıtdışı ekonomiye katkısına gelince. Kanser eden yaklaşık 300 bin ton yağ faturasız olarak el değiştiriyormuş. Kemal Okan, karşılığının 105 milyon dolar olduğunu söylüyor. Peki hiç mi denetim yok? Öğrendiğime göre denetim yasada mevcut. Ama bu sektörde yer alan işadamları böyle bir denetimin olmamasından yakınıyor. Düşünsenize, bu sadece küçük bir örnek üstelik. Bir yandan Avrupa Birliği'ne uyum yasaları ardı ardına çıkarılıyor. Öte yanda ise hem kayıtdışı ekonomi besleniyor, hem de sağlımızla fena halde oynanıyor.
|