Paris Pekin arası İstanbul
Dünyanın en medyatik ve ünlü çizerlerinden Hippolyte Romain, hiç görmediği İstanbul’u ve İstanbul’un karakteristik özelliklerini çizdi.
Moda dünyasının medyatik ve favori çizeri Hippolyte Romain'den birkaç çizim kopartmak için araya tanıdığım her türlü VIP'yi koyup randevuya gittiğimde, basındaki fotoğraflarında gördüğüm şahane kıyafetlerinden biriyle karşıladı beni. Himalaya mabetlerinden birinde yaşayan bir rahip dinginliğinde bakışlar, kazınmış bir kafa, boynunda Tibet tespihleri, kızıl tiftikten bir şal, karanfilli bir parfüm. Aralıksız enerji yayan, elimi sıkarken termik şok etkisi yapan bir şahsiyet. İkinci şok ise, tamamen kendi dekore ettiği mekan. Paris'in ünlü bahçelerinden birisinin yöneticisi bu muhteşem salonun tasarımını Hippolyte'e emanet etmiş, usta da döktürmüş. Birden Paris'ten havalandık, otuzlu yılların Pekin'ine ışınlandık sanki. Kırmızı fenerler, ahşap masalar, eski kitaplar, Çin kaligrafileri, kendi çizimleri... 55 kitap yayınlamış yazar, tasarımcı, yönetmen, aşçı, Çin kültürü delisi ve bir çok ünlü modacının gözbebeği Hippolyte'in çizer olarak birlikte çalıştığı modacılar uzuuun bir liste oluşturuyor. Moda çizimlerinden en meşhuru Jean Paul Gaultier ile birlikte oluşturdukları albüm. Karl Lagerfeld, Armani, Versace, Sonia Rykiel, Chantal Thomas da birlikte çalıştığı isimler arasında. "Bütün büyük tasarımcıları tanıyorum" diyor ama aslında onlara değil, onların yanında çalışan gerçek terzilere hayran. Nakış işlemeyi, opera kostümü dikmeyi, heykel gibi şapkalar yapmayı becerebilen ellere daha çok saygı duyuyor. Kendisinden birkaç çizim istiyorum. "Hayatınızda iki sevgili kent var: Paris ve Pekin. Ama ikisinin arasında da, henüz tanımadığınız İstanbul var. Sizin için sevdiğiniz temalardan sorular hazırladım. Bunların cevabını çizerek verebilir misiniz?" diyorum. Kafasındaki İstanbul'u, hiç araştırma yapmadan kağıda dökmesini rica ediyorum. Birkaç gün sonra telefon çalıyor, "Sevgili Sedef, sizin için on tane suluboya yaptım" diyor, vermek için evine davet ediyor. Hippolyte'in Montmartre'daki evi de kendisine benziyor. Yerlerde, duvarlarda kendi çizimleri. Loş salonun ortasında 17. yüzyıl yapımı tasarım harikası 150 parçadan oluşan çivisiz vidasız bir puzzle yatak. Erguvan renkli örtüler. Çin aşkı evinde de devam ediyor belli ki. Hatta sevgilisinin adı bile Jade. Orijinal çizimler elimde, Montmartre sokaklarında yürüyor, İstanbul'a önemli bir çizerin gözünden bakmanın keyfini çıkartıyorum İşte ondan istediklerim, işte onun cevap olarak yaptığı çizimler:
1. İstanbul'lu bir kadın düşlemesini istedim önce. Bir Bizanslı da olabilir, haremden bir ikbal de, çağdaş bir metropol kadını da dedim
2. Her türlü ayin, ritüel ve seremoniye bayıldığını biliyordum. Bundan sözettim ve Hippolyte çok grafik semazenler düşledi.
3. Soytarı, palyaço, cambaz gibi karakterlerle ilgili bir albüm yaptığını görmüştüm. Aklıma Levni'nin çizimleri geldi. Bir şehzadenin sünnetinde maskaralık yapan bir soytarı düşlemesini istedim. Ben Hippolyte'in Sabah için çizdiği cevapları çok sevdim. sedef.ecer@free.fr Sedef Ecer
Sedef Ecer
|